Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Halının altı atıl işgücü…’
Eğer bir ülkede istatistiklerde işsizlik azalırken, atıl işgücü yükseliyorsa, o ülkede istihdam yaratıldığını değil, daha çok insanı işsiz saymaktan vazgeçtiğinizi gösterir. Ne yazık ki rakamlar gölgesinde gerçekleşen yalan rüzgârı görünümlü fotoğrafımız da bize bunu anlatıyor.
İşsizlik yüzde 0,1 azalırken, atıl işgücü yüzde 1,1 artıyor. Küsuratlar birbirini götürürse, siz yüzde 1 insanı daha işsiz saymaktan vazgeçmişsiniz anlamı çıkar. Fakat bir ülkenin ekonomi yönetiminin onları hangi gerekçeyle olursa olsun işsiz saymaması, onların akşam eve ekmek götüremediği gerçeğini değiştirmiyor.
Ne yazık ki ülkede üretim ekosistemini alt üst eden bir bakış açısı, işsizi işsiz saymayarak sorunu çözdüğünü düşünüp, çözüm üretmek yerine bahane üretip, sonra da işin içinden çıktığını düşünüyor. Bu resmen sorunları halının altına süpürmek anlamına gelir ki, bizde atıl işgücü kavramı tamamen buna dönmüş vaziyette.
Hoş ülkede çalışanların bile açlık sınırında gelir elde edemediği, ama yoksulluk sınırının üzerinde giderlerle mücadele ettiği bir yapıda işsiz olmakla, çalışmak arasında, çalışmak ile emekli olmak arasında bir fark kaldığını söylemek de güç.
Türk-İş son verisine göre açlık sınırı 30 bin TL’ye, yoksulluk sınırı da 100 bin TL’ye dayandı. Oysa bu........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein