menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Futbola Kürtçe sponsorluk... Diyarbekir Kıraathanesi'ndeki heyecanlı konuşmaları hatırladım

100 20
yesterday

Yıl, 1914.

İstanbul tarihi yarımadadaki Divanyolu Karabağ Sokağı başında Diyarbekir Kıraathanesi vardı. Müdavimlerinden biri, DiyarbakırAli Emiri Efendi idi. Biyografi/tezkire yazarı, bibliyofil/kitap koleksiyoncusu. Ömrü boyunca 16 bin ciltlik kütüphane oluşturdu, İstanbul’da kurulan Millet Kütüphanesi’ne bağışladı. Bugünkü “Millet Yazma Eser Kütüphanesi” onun koleksiyonuna dayanır…

1914 yılında 57 yaşındaydı. Bekardı…

Her gece akşam kıraathaneye gelir, gece yarısına kadar dostlarıyla sohbet ederdi…

Bir gün dedi ki, “Divanu Lügâti't isminde kitap duydunuz mu?”

İlk yanıtı, edebiyat tarihçisi muallim Kilisli Rıfat (Bilge) verdi; “Kitabı görmedim fakat Kâtip Çelebi bunu görmüş ve Keşfü'z-Zünun eserinde yazmıştır”

Beş yıl önce tarih araştırmaları yapmak üzere kurulan Tarihi Osmani Encümeni üyesi, kitapları koruyan/hafız-ı kütüb-i Mehmet Arif, “Arapça tarihlerin birinde bunun adını duyduk” dedi.

Bunun üzerine Ali Emiri Efendi Fuzuli’nin mısrasını okudu:

“Eyledim tahkik, görmüş kimse yok cananımı”

Kıraathanedekiler heyecanlandı, “Siz gördünüz mü?”

Ali Emiri Efendi kitabı nasıl gördüğünü açıkladı:

TÜRK’ÜN KUTSAL ESERİ

Ali Emiri Efendi haftada iki üç kez Kapalıçarşı'daki sahaflar çarşısına giderdi.

Kıraathanedeki sohbetten bir gün önce sahaf Burhan’a uğramış, “Önemli bir şey var mı” diye sormuştu.

Sahaf, “Bir kitap var ama sahibi otuz lira istiyor. Bu yüksek fiyatı Maarif Nazırı Emrullah Efendi verir diye ona götürdüm. İlmiye Encümeni’ne havale etti. Bir hafta sonra uğradığımda Nazır, ‘Bu fiyata bir kütüphane alıyoruz ancak on........

© OdaTV