Ahlak, düzen, gelenek adına bireyselliği linç etmek... Faşizmdir
Dostoyevski, “Hepimiz Gogol’un ‘Palto’sundan çıktık” dedi...
Gogol’un “Palto” (1842) hikâyesi, Rus edebiyatında sıradan küçük insanların dramını ilk kez derinlemesine ele alan yapıt… Daha önce edebiyatın konusu genellikle soyluların ya da kahramanların hikâyeleriydi…
Gogol ile başlayan alışılagelmedik bu anlayış Dostoyevski, Turgenyev, Tolstoy, Çehov ile sürdü…
“Palto” hikayesi şöyle başlar:
“Devlet dairelerinin birinde… (Bunun hangi daire olduğunu hiç belirtmeyeyim, çünkü sivil ya da askeri bütün devlet daireleri ve buralarda çalışan görevliler, adlarının ya da görevlerinin herhangi biçimde anılmasına çok içerliyorlar. Bugün artık herkes kendine yönelik küçücük bir iddiayı, tüm topluma yönelik ağır bir aşağılama olarak alıyor. Daha geçenlerde konuşuyorlardı; adını şimdi anımsayamadığım illerden birinde jandarma komutanlığı yapan bir yüzbaşı, makama başvurarak devletin yasalarının kirletildiğinden yakınmış. Dilekçesinin ekinde de kanıt olarak kaldırım taşı gibi kocaman bir cilt aşk romanı sunmuş; her on sayfasında bir ‘jandarma komutanı’ adının geçmesi, komutanın hatta arada bir zil zurna sarhoş görüldüğünün belirtilmesiymiş… Onun için biz, neyimize lazım, başımıza herhangi bir tatsızlık gelmemesi için olayımızın geçtiği yerden, devlet dairelerinden birinde diye söz ettik) Evet efendim, devlet dairelerinin birinde…”
Yazıma, Gogol’un Palto’su ile girmemin sebebi var:
SIRADAN İNSANLARIN ELİNDEKİ AYNA
Türkiye'de son yıllarda hiç........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d