Sadık Çelik yazdı: Küçük Amerika hayali
İnsanoğlunun istila ettiği bu yeryüzü, artık sadece coğrafyaların değil, dertlerin de haritası. Savaşlar, krizler, açlık, yoksulluk ve yıkım, kıtaları, okyanusları aşıyor.
Dünyanın efendileri, küresel tahtın sahipleri, birbirlerine nükleer tehditler savuruyor. Kartlarını saklıyor, blöf yapıyor, sonra da dünyayı kendi ellerine göre dizayn etmeye çalışıyor. Trump ile Putin arasında yarın Alaska’da yapılacak olan buluşma, ufukta barış var mı, yoksa kaldığı yerden savaşa devam mı, sorusuna yanıt olabilir. Küresel barış, bir kez daha iki dudağın arasında bekletiliyor.
Gazze’de, tarihte bile örneğine pek az rastlanan türden bir kıyım ve yıkım var… Can kaybı 70 bine dayanmış… İsrail parlamentosu ise günbegün el yükseltiyor. Sözde güvenlik kabinesi Gazze’nin tamamını işgal altına almak için planları onaylıyor, hazırlık yapıyor… Kötü günler geride kaldı, sırada daha kötü günler var…
Suriye’de koca bir enkaz. Yıkım, yoksulluk, göç dalgaları… Parçalanmış bir coğrafya. Belirsizlik içinde verilen yaşam mücadeleleri.
KABULLENİLMİŞ BİR KİTLESEL YOKSULLUK HALİ
Bu manzara sadece Ortadoğu’ya özgü değil. Afrika’dan Latin Amerika’ya, Avrupa’dan Asya’ya kadar iklim krizinin, kuraklık ve susuzluğun, ekonomik çöküşlerin, göç dalgalarının, otoriterleşmenin ve savaşların farklı yüzleri var. Dünyanın genelinde umut, çoğu yerde yerini kaygıya ve öfkeye bırakıyor.
Dahili kamerayı açtığımızda da karşımıza çıkan sorunlar öne geçmek için birbiriyle yarışıyor. Geçim derdi, barınma kaygısı… Asgari ücret 22 bin, İstanbul’da ortalama kira 30 bin… Enflasyonun gölgesiyle sofrada küçülmeye devam eden porsiyonlar… Kabullenilmiş bir kitlesel yoksulluk hali… Bir zamanlar tek bir emekçinin omuzladığı beş kişilik ailenin geçimi, bugün beş çift omuza yükleniyor; yine de o evin beli doğrulmuyor. Anadolu’nun bereketli toprağı boş bırakıldı; köylü tarladan, hayvancı ahırdan soğutuldu. Plansızlığın tohumu yıllar önce atıldı, bugün pahalı sofralarda filiz veriyor.
Bir yandan da ayaklar, “faiz–nas” inadının enkazına takılmaya devam ediyor.
Ülkenin dört bir yanında, ardı ardına patlayan orman yangınları… Göz göre göre kaybolan her ağaç, nefesimizi biraz daha ağırlaştırıyor. Son olarak Çanakkale’de alevler sadece ormanı değil, insanların geleceğini de yaktı; evsizleştiler, nefesleri köreldi. Güzelyalı ve çevresindeki köylerde, yazlık evlerde yaşayan insanlar bir anda toprağını, evini, hafızasını alevlere teslim etti. Alevler yalnızca ormanı değil, koruyamadığımız her şeyi bir kez daha hatırlattı. Ormanları koruyamamak, kadınları koruyamamak, aileyi koruyamamak, güveni,........
© OdaTV
