Ruhban devletinin inadı
İran’ı ne kadar tanıyoruz? Birçokları komşumuz hakkında ısmarlama gerçekleri tekrarlayıp dursalar da İran hakkında iyi bilinmeyen 3 gerçek herkesin kafasını karıştırıyor.
Bunlardan birincisi İran’ın ruhban sınıfı teokratik diktatörlüğü niteliğidir.
İkincisi nükleer projelerinin çok eski olduğudur.
Üçüncüsü de İran’ın büyük güçler tarafından hiçbir zaman tek başına ele alınmayıp komşularıyla aynı torbada değerlendirildiğidir.
BİRİNCİ GERÇEK: RUHBAN DEVLETİ
Minyatür Vatikan ve bağımsız olmayan Tibet hariç tutulursa dünyada bir ruhban sınıfı tarafından yönetilen tek ülke İran’dır.
İran’da sistem “Yüce Rehber” merkezlidir. Yüce Rehber başta dış politika olmak üzere tüm konularda asıl karar sahibidir. İran ideolojisi mehdi bekler ama o gelene kadar din adamlarının siyaseti yöneteceği ilkesini savunan Velayet-i Faki teorisini uygular. Bu teoriye göre bir Uzmanlar Meclisini oluşturan din adamları tarafından bir Yüce Rehber seçilir. Bu kural klasik Şia ilahiyatına değil Ayetullah Humeyni tarafından ortaya konan yeniliklere dayanmaktadır. Bir anlamda yeni dindir.
İran’da silahlı kuvvetleri kontrol eden ve güvenlik, savunma ve dış politika konularında karar alan kişi Cumhurbaşkanı değil Yüce Rehberdir. Yargının başını, güçlü Muhafız Konseyi'nin altı üyesini, silahlı kuvvetlerin komutanlarını, Cuma namazı imamlarını ve radyo ve televizyon kanalının yöneticisini atama yetkisine de sahiptir. Ayrıca cumhurbaşkanının seçimini de onaylar. Bugün Pezeşkiyan’ın doldurduğu Cumhurbaşkanlığı koltuğu uygulama ile uğraşan bir “sınırlı başbakanlık” gibidir.
Ali Hamaney, 1981'den 1989'a kadar Cumhurbaşkanlığı yapmıştır ve kurucu lider Humeyni’nin öldüğü 1989'dan beri Yüce Rehberdir. 4 Afrikalı liderden sonra dünyanın en eski 5’inci lideridir.
İran’da pratikte önemli bir iktidar odağı da silahlı kuvvetlerdir. Ancak İran’da ordunun yanında Nazi Almanyası’ndaki SS Birlikleri gibi bir Devrim Muhafızları Ordusu (Pasdaran) vardır. Orduların ve Devrim Muhafızlarının başlıca komutanları Yüce Rehber tarafından atanır ve sadece ona rapor verirler. Devrim Muhafızları 1979 devriminden sonra devrime karşı olanlarla mücadele etmek amacıyla kurulmuş aşırı ideolojik bir yapılanmadır.
Yargı: Başındaki din adamı Yüce Rehber tarafından atanır. Çarpıtılmış Şii Şeriatının uygular .İran’da görünüşte bir Meclis seçilir. Ama aday olabilmek için zaten Yüce Rehber’den ve onun emrindeki kurumlardan izin almak gerekir. Diyelim izin çıktı ve meclis bir yasa yaptı o zaman da Anayasayı Koruma Konseyi devreye girer ve yasayı isterse iptal eder. Bu Konsey 12 üyeden oluşur: 6’sını Dini Lider doğrudan atar, diğer 6’sı yargı tarafından önerilir ve Meclis tarafından onaylanır. Zaten o 6 kişiyi önerecek yargı da Yüce Rehber’in elinde olduğuna göre Meclis ve yasalar aslında göz boyamadan ibarettir. İran, İranlıların en ufak bir söz ve seçim hakkı bulunmayan bir dini diktadır.
İRAN: RUHBAN SINIFININ HALKI KURBAN ETTİĞİ DEVLET
İran’ın bir monarşi mi oligarşik rejim mi olduğu 86 yaşındaki Hamaney’in ölümünden sonra net olarak ortaya çıkacaktır. Çünkü Hamaney’in 55 yaşındaki oğlu Mücteba bugün pratik olarak Yüce Rehber rolünü oynamaktadır. Dini liderlik bürosunu yöneten odur. Son yıllarda rejime karşı yapılan kitle gösterilerinde hedef alınan kişi olması Mücteba’nın ordu, polis, Devrim Muhafızları ve özellikle gizli servis üzerindeki etkinliğinden kaynaklanmaktadır.
Babası ölünce yerine onun geçecek kişinin Mücteba olduğu söylense de buna karşı çıkan birkaç Ayetullah da yok değildir. Bir önceki Cumhurbaşkanı Reisi kazada öldüğünde yerine Mücteba’nın geleceği konuşulduğunda böyle bir görünümün Şah zamanını anımsatacağı uyarısında bulunanlar olmuştu. Ama belki de Mücteba zaten o makama tenezzül bile etmeyip kendisini Yüce Rehberliğe hazırlamaktadır.
Sonuçta İran rejimi biçimsel olarak monarşi olsa da olmasa da sosyal tabanı itibariyle din adamları egemen sınıfına dayanır. Hem de öyle bir egemen sınıf ki yüksek dereceli din adamlarının çoğu zaten belli ailelerden gelmektedir. Asırlardır hatta İslam öncesinden beri toprak ve servet sahibi olan ve din adamı yetiştirmekle övünen bu aileler kendi aralarında evlilikler ve ticari ilişkiler yoluyla birlikler oluşturup hem ekonomide hem de bilgi alanında bir oligarşi meydana getirmişlerdir.
Ayrıca bu oligarşiye dahil olsunlar olmasınlar önemli sayıda Şii din adamı da peygamber soyundan geldiklerini yani........
© OdaTV
