Ben Bir Çiftçiyim
Herkese merhaba. Adım Yıldıray Onukar. Beyaz yakalı iken emeklilik sonrası şimdi stajyer çiftçiyim.
Öncelikle belirteyim, Foça karası üzümü Foça’ya geri getiren Volkan Sucukçu’nun (bağcılık için) dediği gibi, çiftçilik çok kolay, sadece ilk 50 yıl biraz zorlanırsınız.
Kolay ama, Kayınpederimin bir ziyaretinde zeytin hasatında elle toplamaya yardım edip, gün sonunda evladım ne kadar zormuş, bir daha asla zeytin pahalıymış demiyeceğim dediğini dikkate almazsak.
Naif hayallerle başladım zeytinciliğe, 15 yıl kadar önce. Hesapta ben domates biber tavuk ile uğraşırken köylüler zeytine bakıp toplayacak, kârı paylaşacaktık. Maddi beklentim yoktu.
Kazın ayağı öyle değilmiş. Vahşi bir tarım, bol zehir, hasatta ağaca bilimum işkence, gübre adı altında bir sürü kimyasal. Zaten çalışacak adam bulmakta mümkün değil.
Sonra etrafına daha dikkat edince, zehir akan gediz ile sulanan sebzeler, cömertçe kullanılan pestisit ve herbesit nedeniyle para uğruna hastalıktan kırılan köylüler, giderek yok olan arılar , bedava gübre diye tarlalara atılan bioenerji artıkları....
Dehşet verici bir şekilde........
© ngazete
