Türkiye, Şu An Bir Yol Ayrımında Gibi?!
Hükümetin adaletsiz ve yanlı tutumları nedeniyle başlayan tutuklamalar,
Gözaltılar ve buna tepki olarak ortaya çıkan sokağa çıkmalar ile protestolar
Sadece Ekrem İmamoğlu için değildi.
İmamoğlu'nun 19 Mart 2025'te "yolsuzluk" ve "terör" suçlamalarıyla gözaltına alınması ve ardından tutuklanması,
Bu hareketlerin fitilini ateşleyen olaylardan biriydi, ancak mesele yalnızca onun şahsıyla sınırlı kalmadı.
Protestolar, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başladıysa da, kısa sürede daha geniş bir çerçeveye yayıldı.
Halk, bu olayı, yıllardır biriken daha büyük sorunların bir sembolü olarak gördü:
- Yargının siyasallaşması:
İmamoğlu'nun ve diğer muhalif isimlerin
Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan vb
Gizli tanık ifadeleri gibi tartışmalı yöntemlerle hedef alınması, adalet sistemine duyulan güveni zedeledi.
İnsanlar, yargının hükümetin bir sopası haline geldiğini düşündü.
- Demokrasi ve ifade özgürlüğü:
Medya sansürü, gazetecilerin ve sosyal medya kullanıcılarının gözaltına alınması,
Halkın konuşma ve toplanma hakkının sistematik şekilde engellendiği algısını pekiştirdi.
- Ekonomik bunalım:
Yüksek enflasyon, işsizlik ve hayat pahalılığı gibi sorunlar, hükümetin politikalarına yönelik öfkeyi artırdı.
İmamoğlu'nun tutuklanması, bu memnuniyetsizliğin sokaklara taşmasında bir katalizör oldu.
- Siyasi baskı:
CHP'li belediye başkanlarının görevden alınması, kayyum atamaları ve muhalefetin susturulmaya çalışılması,
Protestoları "millet........© ngazete
