menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İtibardan tasarruf olmaz!

177 18
13.04.2025

Son yıllarımızı kafamıza kakılan üç cümlenin tahakkümü altında geçirdik… İlk iki sözcüklü cümle şöyleydi:

-Ben ekonomistim!

İddialı bu iki sözcük, başımıza geleceklerin habercisiydi… Ardından dört sözcüklü destek cümlesi geldi:

-Faiz sebep, enflasyon sonuçtur!

Bu cümleyle birlikte felakete doğru son sürat yuvarlanmaya başladık… Kısacık sürede, dünyanın en güzel, en verimli topraklarında, dünyanın en aç ve yoksul halkına dönüşüverdik! Ülkenin ezici çoğunluğu yoksulluk sınırının en dibine mahkûm edildi…

Bu öyle büyük bir felaketti ki, et, peynir, süt, derken sonunda yumurta kuyruklarına kadar geldik! Bu harami düzeninden memnun olan tek kesim ise yandaş iş çevreleriydi…

Durum giderek kötüleşirken bir de baktık ki, sarayın günlük harcamaları binlerce asgari ücretlinin toplam ücretlerine denk geliyor; doğal olarak tepkiler yükseldi… Ardından üç sözcüklü o müthiş cümle geliverdi:

-İtibardan tasarruf olmaz!

Ne demekti, sarayın harcamalarını dile dolamak? Yandaş koro aldı sazı eline “ihanet türküleri” çığırmaya başladı haliyle… Asrın liderimiz canını dişine takmış dünya liginin en üst sıralarını zorlarken, itibarımızı yerle bir etmeye yeltenenler utanmalıydı falan yazıları yazmaya başladılar…

İtibar… Gerçekten anlamlı bir sözcüktü… Pekii, biz ne kadar itibarlıydık, asıl sorulması gereken de buydu aslında!

Birkaç gün önce beni arayıp, yana yakıla başına gelen vize faciasını anlatan bir değerli arkadaşım geldi aklıma. Ne kadar itibar........

© Nefes