menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Devrimci ateş!

135 22
19.08.2025

Dün biraz hüzünlü, biraz buruktum…

Dün 80 yıl öncesini, 80 yıl sonrasını uzun uzun düşündüm. Son dilimine bizzat tanık olduğum, bir insan ömrü sayılabilecek süreçte bu ülkenin nereden nereye sürüklendiğini yalnızca satırbaşlarıyla anımsamaya çalıştım. Siz hiç aynı anda hayranlık, gurur, öfke, tiksinti, dehşet, umutsuzluk, umut gibi duyguları bir arada yaşadınız mı?

-Ben, dün yaşadım!

Biliyor musunuz; seksen yıl önce emperyalizme karşı o müthiş kalkışmayı başlatanların hiçbiri artık yaşamıyor! Yüzyıllarca despot sultanlara kul olarak yaşamış bir ulusa haysiyetini, özgürlüğünü, yurttaşlık hakkını teslim eden o güzel insanlar, o güzel atlarına bindiler ve gittiler.

-Bir daha dönmemecesine!

O gün doğanlar, o inanılmaz devrimlere çocuk yaşta tanıklık edenler, 10. Yıl Marşı’nı Cumhuriyetin genç bireyleri olarak haykıranlar ise bugün 80 yaşındalar. Ve bağımsızlığın ve özgürlüğün ve onurlu bir Cumhuriyet yurttaşı olmanın ne demek olduğunu bilen bu güzel insanlar bugün acı içindeler!

Ve biliyor musunuz; çok değil, birkaç yıl içinde devrim yıllarında doğmuş olan güzel insanlar bile, bir daha dönmemecesine gidecekler.

-Ne yazık!

Tuhaftır; geçmişi düşününce aklıma öncelikle mandacılar, işbirlikçiler, hainler düştü!..

Hain Vahdettin’i, soysuz Damat Ferit’i, Mustafa Kemal ve arkadaşlarına “haydut sürüsü” diye saldıran İstanbul basınını, “Artin” lakaplı Ali Kemal’i, “kuzum Kemal sen deli misin?” diye yazılar döktüren Refi Cevat’ı, Kuvayı Millicilere idam fermanı çıkaran Şeyhülislam Dürrizade’yi, Türklükten azat edilmesini isteyen Mustafa Sabri’yi, savaş boyunca düşman........

© Nefes