menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kasabın ölümü

440 4
03.10.2025

Tarih, 23 Mart 2018.

Fransa’nın güneyindeki Trebes kentinde IŞİD militanı 26 yaşındaki Fas asıllı Rıdvan Lakdim, üç ayrı silahlı saldırı düzenledi. Dört kişiyi öldürüp, 15 kişiyi de yaralayan saldırgan ölü olarak ele geçirildi…

Bu terör saldırısında süpermarket kasabının da ölmesi üzerine bir radikal vegan Facebook’ta şu paylaşımı yaptı:

-“Bir katilin, terörist tarafından öldürülmesi hepimizi şaşırttı, değil mi ama? Ben şaşırmadım. Zerre merhamet yok içimde adalet yerini buldu diyebilirim.”

Kasabın ölümünden haz duymak salt katıksız aptallık değil, doğru-yanlışı ayırt edememektir. Yaygın hayvan sömürüsü başka, terör/katliam başka… Fransız vegan niye bunu ayıramıyor peki?

George Orwell “1984” romanında “newspeak”/yeni söylem/yeni dil projesinden bahsetti; totaliter yönetimin toplumu denetlemek için geliştirdiği özel dil planı bu. Yeni dil aracılığıyla insanların düşünme biçimini kontrol etmek, fikri sınırlandırmak.

Yeni dil, insanı aptallaştırarak onu köle yapmanın aracı…

Konu sadece Fransız veganın mesajı değil; günümüzde sosyal medyada fikirler, tartışmalar 280 karaktere sıkıştırılıyor, derinlik istenmiyor. Sürekli tekrarlanan duygusal söylemlerin, basit sloganların öne çıkarılması talep ediliyor: “Yeni dil” bu…

Oysa:

Dilin daraltılması, basitleştirilmesi, “yeniden paketlenmesi” eleştiriyi yüzeyselleştiriyor, düşünceyi kısırlaştırıyor, gerçeğin üstünü örtüyor. Bu da toplumsal eleştiriyi zayıflatıyor ve bu yeni dil, -dezenformasyon, manipülasyon ile- insanları, yönetmeye daha elverişli hale getiriyor.

Bu ideolojik hegemonyaya nasıl teslim olunur?........

© Nefes