menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çamur

505 1
31.07.2025

Prof. Yalçın Küçük, dört yıllık Paris sürgünlüğünün ardından tutuklanacağını bile bile 29 Ekim 1998’de Türkiye’ye dönmeye karar verdi. Dönüş hazırlıkları yaparken 16-17 Ekim’de gazeteci İlker Maga’ya verdiği röportajda şunu söyledi:

-“1993’ten sonra, buraya (Paris’e) geldikten sonra, ey Kürt senin kafana aşık değilim, ben yükselen insan başına aşığım, dedim. Sınıf hep hareketli olmalı, insan başı da hep yükselmeli. Sen bir çamurun içinden çıktığın için ben seni destekliyorum. Ancak çamurun içinden çıkmak istediğin müddetçe ben seni desteklerim. Yoksa, çamurun içinde kendi halinde memnun olan baş, ister Kürt başı olsun, ister Türk başı olsun, ister Arap başı olsun bunun hiçbir önemi yoktur…”

Çamur metaforu, itibarsızlıktır, kirlenmektir…

Yalçın Hoca, Paris’te neler görüp yaşadı ki bu tespiti yaptı.

Sonraki siyasi çizgisine bakarak, Paris’teki PKK’lılara “çamurdasınız” dediğini çıkarabiliriz. Yalçın Küçük’ü aydın yapan bu özelliğidir, silahtan güçlü düşüncesini hiç saklamadı…

Pekala, PKK çamurdan nasıl çıkacak?

Kirlilik bulaşıcıdır; YPG-PJAK çamur içindedir.

Çamur, emperyalizm bataklığıdır, çıkış zordur.

İngiliz, Amerikan emperyalizmine girmeden, iki tarihsel kulluk olayı yazayım:

Az bilinir:

Rusların 19. yüzyılda Kars ve çevresini (özellikle 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında) ele geçirmesiyle birlikte bölgede, yeni etnik ve siyasi yapı şekillenmeye başladı.

Kürtler ile Ruslar arasındaki ilişki karmaşık, pragmatik ve çoğu zaman karşılıklı çıkara dayalı oldu.

Ruslar, Kürt aşiretlerine ilk başta temkinli yaklaştı, çünkü çoğu Osmanlı yanlısıydı. Ancak zamanla bazı........

© Nefes