Göz göre göre çöküş!
Sabah sabah telefonum çaldı. Günaydın bile demeden sövmeye başladı.
“Abi ben bittim! Maaşları nasıl ödeyeceğim? Faturalar? Kira? Kredi? Borçlar, icralar, hacizler?!” diye devam ediyordu ki…
“Yavaş yahu, kime böyle içlendin?” dedim ama bir yandan da tedirginim... Borç isteyecekti galiba?
Önlem almak adına, “Oğlum sorma, benim cüzdan da lisedeki kantinin kestiği sucuk inceliğinde!” araya girdim yine… Neyse ki derdi ben değilmişim.
Telefondaki arkadaş uzun bir süre ülkeyi yönetenlerin sağlığını sordu, soy kütüğünü hatmetti, geçmişe sövdü, bugüne çemkirdi, geleceğe beddua etti. Sonra “Hadi eyvallah!” deyip kapattı.
Sahi... Benden ne bekliyordu acaba? Bunun gizemini çözemedim hâlâ!
***
İlkokul çocuğunu piyasada iki gün dolaştır, o bile işlerin dönmediğini anlar. Ama ben anlatamıyorum.
Haklılar çünkü böylesini daha önce yaşamadılar. O yüzden nereye gittiğimizi........
© Nefes
