menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Diyanet dön bir aynaya bak

119 29
10.08.2025

Diyanet İşleri Başkanlığı, son cuma hutbesinde tatil anlayışını hedef aldı.

“Müslümanın çalışması da dinlenmesi de meşru, ahlaki ve helal sınırlar içinde olmalıdır” denilerek; bazı tatil organizasyonlarının “Allah’ın hükümlerini hiçe saydığı, helal-haram hassasiyetinden uzak, lüks ve israfın zirveye ulaştığı, nefsani arzuların sınır tanımadığı” savunuldu.

***

Peki, bu hutbeyi dinleyen vatandaş ne yapar? Önce kendi tatil planını mı sorgular, yoksa hutbeyi verenlerin yaşamına mı bakar?

* Ailece VIP hac yapan kim?

* Hacca defalarca giden, hatta ütücüsünü bile yanında götüren kim?

* Milyonluk makam araçlarına binen kim?

* Hacda beş yıldızlı otellerde yiyip içen kim?

***

Milletin tatiline, plajına, oteline haram-helal damgası vurmak kolay. Ama aynı “lüks ve israf” tanımına giren kendi yaşam standardına dokunmak zor. Hele ki bu ülke, şeriatla yönetilen bir ülke değil; burası Türkiye Cumhuriyeti.

***

Bu ülkenin anayasası da kanunları da kimsenin yaşam tarzına müdahale etme yetkisini Diyanet’e vermez. Hutbe, insanların kalbine dokunmalı; parmak sallayan bir uyarı metni gibi okunmamalı. Hele ki geçim sıkıntısının, pahalılığın, işsizliğin milleti nefessiz bıraktığı günlerde…

***

Üç gün tatil yapabilen vatandaş zaten şanslı sayılıyor. Emekli memlekette tatili rüyasında görüyor, gençler deniz değil YouTube videolarından plaj izliyor. O yüzden hutbede hedef şaşmaz: Önce kendine, sonra millete…

***

Kısacası, kürsüye çıkmadan önce aynaya bakmakta fayda var. Çünkü o aynadaki görüntü, hutbenin en çarpıcı cümlesinden bile daha sert konuşuyor.

HALKIN SÖZÜ: Bizim tatili hutbe yap, kendi tatilini VİP yap. Pes doğrusu…

Netanyahu sonunda ağzındaki baklayı çıkardı: Gazze........

© Nefes