Gürak’ın gidişi mi Bayraktaroğlu’nun gelişi mi?
15 Temmuz 2016 günü yaşanan darbe girişiminin merkez üssü Ankara’daydı.
Metin Gürak da o tarihte Korgeneral rütbesindeydi ve Ankara Kolordu Komutanıydı.
Haliyle, çok kilit bir rol oynamıştı.
Bütün hayati adımların atılması görevi ona verilmişti.
Bizzat dönemin Genelkurmay Başkanı Hulisi Akar tarafından aranmış, gökyüzünde hiçbir uçağın kalmaması ve karada da hiçbir aracın kışlasından çıkmaması yönünde emir verilmişti.
***
Gürak, önce telefon trafiği ile hava trafiğini durdurmuştu.
Ardından Etimesgut’taki zırhlı birliklere giderek tankların kışladan çıkmasını engelleyen Gürak’ın üçüncü ziyaret noktası, darbe girişiminin başlangıç vuruşunun yapılacağı Kara Havacılık Okulu olmuştu.
Gürak burada da hava trafiğinin durduğundan emin olup, ikinci bir emre kadar uçakların kalkmaması için emirleri iletmişti.
Neticede Gürak’ın bu hızlı turu sayesinde Ankara’da hava ve kara kuvvetlerine ait birlikler, ilgili komutanlar derdest edilip Akıncı Üssü’ne götürülene kadar darbe girişimine katılmamıştı.
***
Gürak, ne yazık ki 15 Temmuz gecesi 22:00 civarında Ankara Valisi ve Ankara Emniyet Müdürü’yle yaptığı görüşmelerden sonra gittiği Genelkurmay Karargahı’nda dört beş darbeci tarafından darp edilerek derdest edilmiş ve Akıncı üssüne götürülmüştü.
Burada 20 saat elleri ve gözleri bağlı tutulan Gürak’ın 16 Temmuz günü 18:45’te serbest bırakıldıktan sonra ilk sarıldığı isim ise hali hazırda Milli Savunma Bakanı olan o günün Genelkurmay ikinci Başkanı Orgeneral........
© Nefes
