Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hali iddialı olan Marie Le Pen’in “yolsuzluk” iddiasıyla mahkum edilmesi ve 5 yıllık siyaset yasağı konması bizim yandaş medyada çok yankı yarattı.

Söylenen şu; “Fransa cumhurbaşkanı Macron İmamoğlu’nun tutuklanmasına demokrasi açısından karşı çıkıyor ama kendi ülkesindeki en büyük rakibini aynı yolla tasfiye etti.”

İlk duyulduğunda doğru gibi görünse de aynı şey değil.

Öncelikle Le Pen hakkındaki dava 2 yıl önce başladı.

Le Pen’in Avrupa fonlarını usulsüz kullandığı yönündeki belgeler net içimde ortaya kondu.

Dava süresince Le Pen tutuklanmadı, mahkumiyetten sonra da tutuklanmadı.

Dava açıldığında Fransa’da hiç kimse “Le Pen’in önü kesiliyor” demedi diyemedi çünkü Fransa’da yargı siyasi otoritenin emriyle iş yapmıyor.

Benzer biçimde yine Fransa’da Sarkozy ve Chirac yolsuzluktan mahkum oldu, Almanya’da cumhurbaşkanı Wolf yolsuzluk suçlaması sonucu istifa etti, Kohl parti başkanlığından ayrılmak zorunda kaldı, Avusturya başbakanı Wullf yolsuzluk suçlaması sonucu istifa etti, yine Estonya başbakanı Ratas da aynı gerekçeyle istifa etmek zorunda kaldı.

Bu ülkelerde hiç kimse yargıdan kuşku duymadığı için “siyasi rakipler ortadan kaldırılıyor” diye eleştiride bulunmadı. İmamoğlu ise tamamen cumhurbaşkanlığı adaylığının önünün kesilmesi için operasyona uğradı, ortada gerçek belge yok, sadece tanıkların “duydum, söylediler,........

© Nefes