menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Tapulu evimize giremedik”

116 1
09.09.2025

Yazarımız Aytunç Erkin polis engeline takıldı.

Polisin izin vermediği CHP’li oturup bekledi.

Çok sayıda partili görevlileri ikna etmek için uğraş verdi.

Kadınlar çoğunluktaydı.

Binlerce kişi durumu protesto etti.

Sabah kızım Asya’yı eşim Burçak’la okuluna götürdük.

Ne de olsa ortaokul birinci sınıfa başlangıç günüydü.

Heyecan dorukta. Onun içinde kopan fırtınalar bu yazının konusu değil.

O heyecanın ardından başka bir heyecana doğru yol aldım.

Milyonların nefeslerini tutarak beklediği o gün bugündü.

Hemen telefona sarıldım.

Mahkeme kararıyla CHP İstanbul İl Başkanı olan Gürsel Tekin’i aradım. “Gidiyor musunuz?” diye sordum.

Tekin kendinden emin bir sesle; “Gidiyoruz, önce basın toplantısı yapacağız sonra da kucaklaşacağız.”

Kucaklaşma nasıl olacaktı?

Çünkü…

Sanki şehirle bağlantısı kopmuştu…

Oysa yanı başında iki haftada bir on binlerin ya aracıyla ya da metroyla ulaştığı bir stat vardı.

Yanından E-6 otobanı geçiyordu.

Bir tarafında da Vadi İstanbul!

Ancak… Bütün giriş çıkışlar kapatılmıştı. Aklımda o soru: “Kucaklaşma nasıl olacak?”

Ablukanın kelime anlamı da bu değil miydi:

“Kuşatma… Bir devletin, bir kentin ya da bir yerin dışarıyla olan her türlü bağlantısını zor kullanarak kesme.”

Dün… CHP İstanbul İl Başkanlığı binasındaydım diyecektim ama giremedim. E-6 yan yolunda polis barikatı ve önünde bekleyen CHP’liler, binanın arka tarafında Azerbaycan Caddesi üzerinde yine polis barikatı ve bekleyen CHP’liler. Sonuçta Türkiye’nin kuruluşunun ve kurtuluşunun öznesi CHP’nin Ankara’dan sonraki en stratejik karargahına girilemiyordu. Biz de gazeteci dostlarım Hilmi Hacaloğlu ve Göksel Göksu’yla önce Azerbaycan Caddesi üzerinden binaya giriş yapmak istedik. Aslında Göksel........

© Nefes