menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bu mesleği kimler ayaklar altına alıyor?

11 0
23.10.2025

Türkiye’de öğretmenlik, Cumhuriyet’le birlikte toplumun en saygıdeğer mesleklerinden biri olarak kabul edildi. Ondan önce de topraklarımızda öğretmenlik, yüzyıllardır kutsal bir meslek olarak anılırdı.

Atatürk’ün, “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir” sözleriyle yücelttiği bu meslek, bir zamanlar toplumun en güvenilir, en saygıdeğer konumlarından biriydi.

Ancak bugün, acı bir gerçekle yüzleşmek zorundayız:
Öğretmenliğin itibarını dışarıdan değil, içeriden kemiren bir çözülme yaşanıyor.

Evet, yanlış duymadınız.
Bu mesleği ayaklar altına alan her zaman siyasetçi, bürokrat ya da veliler değildir. Ne yazık ki bazen öğretmenlerin bir kısmı bu mesleğin onurunu kendi elleriyle zedeliyor.

Sınıfta değil, sosyal medyada öğretmenlik

Son yıllarda öğretmen kimliği, sosyal medyada beğeni toplamakla ölçülür hale geldi.
Ders anlatmaktan çok, “trend” olmak için içerik üreten, öğrenciyle kurduğu özel bağı teşhir eden, okulun mahremiyetini hiçe sayan paylaşımlar…
Oysa öğretmen, topluma örnek olmalı; şovmen değil, rehber olmalıydı.

Ölü Ozanlar Derneği filmindeki unutulmaz öğretmen John Keating, sosyal medyada değil; sınıfta “Carpe Diem” diyerek gençlerin ruhuna dokunuyordu — anı yakala, günü yaşa.
Welton Akademisi’nin geleneksel kalıplarına sıkışmış öğrencileri, o öğretmen sayesinde ilk kez kendi seslerini duydular.

Çok uzaklara gitmeye gerek yok.

Bir zamanlar Afet Öğretmen vardı.

Hayat Bilgisi dizisindeki Afet Hoca, öğrencilerinin hayatına gerçekten dokunan, onların hatalarına tepkiyle değil bilgelikle yaklaşan bir........

© Muhalif