menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yobazlık kültür ve çürüme

11 2
13.06.2025

Bu makalenin değişik bir şeklini 5-6 yıl kadar önce Cumhuriyet’te yazmıştım. Aradan geçen süre içinde ülke giderek daha laubali, daha gayri-resmi ve daha çok arap kültürüne yöneldi ve ülke kültürel olarak aklın ve bilimin etkisinden daha çok hurafeye söylentiye dedikoduya önem veren bir yola girdi. Artık yozlaşma içünden çıkılamıyacak kadar kötüleşti. Bu yüzden bu konuya yeniden dönmek gerekli hale geldi. “Kültür paylaşılan inançların, değerlerin ve uygulamaların bir toplumu diğer toplumlardan ayırt eder. Kültür öğrenilmiş bir yaşam biçimini belirler ve kuşaklar boyu birbirine aktarılarak yaşayan dil, sanat, ve sosyal davranışların bütünüdür. İnançlar da kültürün bir parçasıdır.”

Türkiye AKP döneminde Kültürün değişik etmenlerinden sadece din etmenine yönlendirildi. Ahlaken yasak olan ayıp olan çok eylem adeta resmiyet kazandı. Hakkaniyet, ehliyet, emeğe saygı gibi kavramların yerini siyasi biatçılık, yalakalık ve belirli bir siyasiye sadakat aldı. Halk arasında bu tür dinci siyaset için "vicdan çıktı, cüzdan girdi" deyimi kullanılmaya başladı.

Ulusal kültür, eğitim ve deneyim ile teknoloji üretimi, aktarımı ve kullanımı arasında değişik ilişkiler olduğunu ortaya koyan çok sayıda bilimsel görüş var. Özellikle informel kültür-gayri resmi kültürler dediğimiz kültürlerde, insan ilişkileri belirli bir norm içinde yürümez, daha doğrusu formel değildir. Kişiler arasındaki ilişkilerde sınırlar, sorumluluk ve görevlerin nerede bitip nerede başladığı kalın çizgilerle ayrılmamıştır. Ciddiyet ile laubalilik, sorumluluk ile sorumsuzluk, zaman kavramına uymak ile uymamak arasında hep yorum farkları ortaya çıkar. Çünkü bunları belirleyecek kurallar toplumun tüm katmanlarında tanımlanmamış, eğitime yerleşmemiş, yerleşmiş ise de “iyi ile kötü, ahlak ile ahlaksızlık, etik ile etiksizlik, kanunlara uygunluk ile uygunsuzluk” arasındaki resim biraz........

© Muhalif