menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Üç boyutlu Çin

7 1
29.05.2025

Çin 2016 dan bu yana gayrisafi yurtiçi hâsılası itibarıyla dünyanın ikinci en büyük ekonomisi. 2024 değeriyle 17.8 trilyon dolar GDP az-buz bir büyüklük değil. Satın alma gücü paritesine göre kişi başına gelirinin sadece 24.558 dolar düzeyinde kalması ise nüfus büyüklüğünün gölgesi. Halen 1.4 milyar nüfusuyla, dünyanın Hindistan’dan sonra en kalabalık ülkesi olan Çin,1978 yılında başlatılan reform ve dışa açılma atılımından itibaren aradan geçen 47 yılda sadece batı teknolojisini uyarlamakla kalmayıp, tereciye tere satarak zenginleşti. Eğitim, planlama ve modern teknolojiye uyum ile reformlarda sürekliliği güvence altına alırken lojistik projelerle karadan ve 7 deniz üzerinden dünya ile bütünleşmeyi başardı. Çin’in ekonomik ve teknolojik gücünü savunma sanayine de yansıtarak askeri açıdan kendine yeterli hale gelmesi, dünyada yeni bir Pasifik savaşına hazırlandığına ilişkin kuşkuları canlı tutmakta. Her ne kadar Çin’den gelen heyet temsilcileri her fırsatla ülkelerinin barış niyetini dile getirse ve küresel sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu ifade etse bile “Tek Çin” söylemi, özellikle, Filipinler, Singapur ve Tayvan’ı endişeli bir hazırlığa sevk etmekte. Bir de 1970 lerin Pingpong diplomasisi sırasında Kissinger’in ABD adına verdiği iddia edilen “Kültür Devriminin 100. yılında Tayvan’la birleşecekleri” sözü, Çin denizinde kopacak fırtınanın habercisi.

Ekonomik Çin

Çin’in hızlı ekonomik büyümesinde tasarrufların finansal sisteme kazandırılması ve devlet eliyle yatırıma dönüştürülmesindeki planlamanın rolü önemli. Altyapı, imalat ve gayrimenkul yatırımları arasında gözetilen denge de planlamanın dikkate değer bir yönü. Yatırım merkezli büyüme, planlı tüketim toplumu kültürü ile birleşince, dışa açılmada Çin zamanla ara mal, yarı mamul ve nihai mal üretiminde bir güç merkezi, arz zincirlerinin de en kritik halkalarından biri haline gelmiş durumda. “Başka hiçbir ülkeye ihraç etmiyoruz” dedikleri Çin ekonomik kalkınma modeli hala devlet öncülüğünde ve denetiminde. Çin devleti kalkınmada güçlü bir lokomotif. Bu ülkenin küresel ekonomik kriz ve konjonktürel dalgalanmalar karşısında nispeten koruma kalkanı altında olmasına imkân veren bir fark. Tüketici güveninin kolay kolay aşınmaması da koruma zırhını sağlam tutan etkenlerden. Bununla birlikte son 10 yılda ve özellikle küresel........

© Muhalif