menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Pentagon'un dümensuyunda el yükseltmenin dayanılmaz hafifliği

11 25
14.05.2025

12 Mayıs'ta PKK'nın açıkladığı 12. Kongre sonuç bildirgesini aynı gün birkaç saat sonra siyasilerden henüz bir tepki gelmeden değerlendirmiştim. Akabinde aynı günün ilerleyen saatlerinde açıklamalar peşpeşe geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakanlar Kurulu toplantısı ardından, CHP Genel Başkanı Özel MYK toplantısı ardından yazılı açıklama yaptı. CHP Cumhurbaşkanı Adayı İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Adayı Ofisi sosyal medya hesabından açıklama yaparken, MHP Genel Başkanı Dr. Bahçeli'nin açıklaması da haberlere düştü.

MALUM SÜRECİN ANLAMI

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dr. Bahçeli, Pentagon'un gölgesinde PKK'nın alabildiğine ve şımarıkça kimsenin beklemediği şekilde el yükselttiği kimi taleplerini ve değerlendirmelerinin üzerinden atlayarak yaklaştı sonuç bildirgesine! Zaten adı konulmayan süreç kapalı kapılar ardında, kurucu ve aynı zamanda şimdinin birinci partisinin, meclisin bilgisi dışında cereyan etti, ediyor. Dostlar alışverişte görsün kabilinden yapılan parti ziyaretleri prezantasyondan başka birşey değil. Hiç kuşkusuz malum süreç Vaşington'un ilgisi, bilgisi, yönlendiriciliğinde işlemiştir. "Terörsüz Türkiye" ve "Silahların bırakılması" da işin PR boyutudur. Hep yineliyoruz; PKK zaten Suriye'de YPG-PYD'ye mündemiç olup, kısmen de Irak ve İran'dadır. Son dönemdeki iki 'uyarıcı' eylemi dışında -ki, onlar da resmi makamlara göre yurtdışından gelen hücrelerce gerçekleştirildi- PKK'nın ülke içinde yıllardır eylemi yoktur. Amerikalıların yıllardır arka kapıdan verdiği mesajı zaten şudur:

"Siz Suriye'deki YPG-PYD'ye dokunmayın, biz de buna karşılık "terör örgütü" gördüğümüz PKK'yı içeriden alıp dışarı transfer edelim".

İşte malum süreç, Vaşington'un bu talebinin hayata geçmesi anlamına geliyor. Yine Pentagon-Kandil hattında geliştirilen 'demokratik Türkiye' tezinin legalleşerek ilerletilmesi niyetini ve arzusunu ortaya koyuyor.

LOZAN'DA GÖZLEMCİ OLAN ABD'NİN AKLI HALA SİVAS KONGRESİ’NDE!

Lozan'ın Türkiye’nin tapu senedi olduğunu, 1924 Anayasası'nın "ulus" tanımını, ulus devlet niteliğini ortaya koyduğunu Lozan'da gözlemci olan ABD pekala çok iyi biliyor! Buna karşın "kara gücü"nün lokomotif unsuru PKK'ya güya silah bıraktırırken Lozan Barış Antlaşması'na ve 1924 Anayasası'na bulaşma cüreti veriyor; bununla yetinmiyor ve 'soykırım' zırvası ortaya attırıyor!

ABD, vesayeti altındaki kara gücü vasıtasıyla 1919'da Sivas Kongresi’nde yediği tokadın bir asır sonra aklı sıra intikamını almak istiyor! Crown Komisyonunun raporlarını, Sevr'i yırtan Kemalist kadrodan, Kuvayı Milliye'den tokat yiyenlerin amacı Anadolu'da birkaç manda devleti kurmak ve Türkleri Orta Anadolu'da kurak topraklara sıkıştırmaktı. Şimdi "çirkin Amerikalı", PKK eliyle bastırılmış isterik arzularını dışarı vuruyor. Kimse PKK'nın sonuç bildirgesini Pentagon'un dahli yokmuş gibi okumasın!

Şu tarihi gerçeği de hatırlatayım: Lozan Barış Antlaşması imzalandıktan sonra Türk ve gözlemci olan Amerikan heyetleri hazır bir arada iken Ankara-Vaşington arasında bir "Dostluk ve İşbirliği Antlaşması" için görüşürler ve imzalar da atılır. Ancak Amerikan Kongresi’nde bu anlaşma onaylanmaz Ermeni lobisinin baskısıyla ve 1939'a kadar ilişkiler pamuk ipliğinde seyreder. Ondan sonra da ABD, Türkiye’yi "kucağa oturtmak" için hep fırsat kollar. Oturttuğunda Türkiye iyi, oturtamadığında kötü!

Bir noktanın daha altını çizmeden geçemeyiz: Başta CIA olmak üzere Batılı emperyal odakların istihbaratının kucağında kurulan ASALA, 1973-74'lerden başlayarak Kıbrıs Barış Harekatı'na giden süreçte, esnasında ve sonrasında yaklaşık 10 yıl süreyle Türk diplomatlarına terör estirmiş ve onlarcasını katletmiş, misyonlarımıza saldırılar düzenlemiştir. Ne tesadüf ki, bu terörist saldırılar Kapalıçarşı, Orly, Esenboğa........

© Muhalif