ARTIK ŞAŞIRMAYALIM LÜTFEN
İnsan ve Satır Varsa
Değerli okuyucu, daha önceleri “O sahabeler Bizi Şaşırtıyor” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Ama zaman ilerledikçe ve karşımızda insan varsa şaşırmamayı da öğreniyoruz; söz konusu insan, peygamber terbiyesinden geçmiş bir sahabe bile olsa, artık şaşırmıyoruz. Çünkü, “Bir yerde insan varsa, SORUN vardır; satır varsa, YORUM vardır.” diyor ve bu kuralı hayatımızda kendimize rehber ediniyoruz.
Birileri, bu kuralı unutup, bazı sahabelerin hayatlarını örnek göstererek, İslâm’a ve inançlarımıza da dil uzatma cüretinde bulunabiliyorlar. İnsan denilen bu varlığın, her an değişebileceği; inanç ve düşüncelerinin sabahtan akşama, akşamdan sabaha bir artı, bir eksiye dönüşebileceği gerçeğini görmüyorlar. Bizler bu gerçeği bildiğimiz için şu ayeti okuyarak dua etmeyi, Rabbimize sığınmayı alışkanlık haline getirmişizdir.:
“Rabbenâ lâ tüzığ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ veheb lenâ min ledünke rahmeh. İnneke entel vehhâb.”
“Rabbimiz! Bizi doğru yola ulaştırdıktan sonra kalplerimizi eğriltme! Bize katından merhamet ver! Şüphesiz ki bolca veren yalnızca Sensin. (Âli-İmrân 3/8)
O, Vahiy Kâtiplerinden Biriydi
Onun gerçek adı, Abdullah bin Sa’d bin ebu Serh idi. Ne zaman Müslüman olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte o, İlk vahiy kâtipleri arasında yer alıyordu. Babası, müşriklerin önde gelenlerindendi. Oğul Abdullah ise Müslüman olduktan sonra, Medine’ye hicret etti. Ne yazık ki, bir müddet sonra irtidad edip tekrar Mekke müşriklerinin........
© Mir'at Haber
