LAİKLİĞİ TARTIŞMAYA KAPATTILAR, BEDELİNİ DİNDEN TAHSİL ETMEK İSTİYORLAR
Laiklik bu topraklara bir fikir olarak değil, bir dayatma olarak sokuldu.
Fikir gibi sunuldu, fakat put gibi korunmak istendi.
Tartışılması yasaklandı, eleştirilmesi suç sayıldı, sorgulanması din düşmanlığına eş tutuldu.
Ve her şey böyle başladı…
İlk hedef Allah’ın adıydı.
Ezan susturuldu.
Kur’an yasaklandı.
Harf devrimiyle hafıza sıfırlandı.
Camiler kapatıldı, medreseler lağvedildi, tekkeler mühürlendi.
İslâmı temsil eden ve dînî terbiye sistemli bütün kurumlar tasfiye edildi.
Ve boşalan yere Batı’dan ithal edilen ideolojiler, seküler akıl, bireyci ahlâk ve menfaatçi dünya görüşü yerleştirildi.
Sonra ne mi oldu?
Dinsizleştirilen sistem, kimliksiz bir toplum doğurdu.
Kimliksiz toplum, rotasız nesillere dönüştü.
Aile yıkıldı.
Ahlâk erozyona uğradı.
Merhamet, hayâ ve edep infaz edildi.
Ve ne gariptir ki, bu çöküşün faturasını yine dine kestiler!
“Bu nasıl Müslüman?”, “Bu nasıl hacı?” diye bağırdılar.
Ama hiç........
© Mir'at Haber
