menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

CAN    

12 1
29.08.2025

Yazıyı yazmaya başladığım an minarelerden ikindi ezanının o insana sükûn veren namesi yükseliyordu. Senin adınla yazıya başlamak böylesine bir kutsal vakte denk geldi. İkindi vaktinin kutsiyeti bir sure ile de tescilli. Asra (ikindi vaktine) and olsun ki muhakkak insan(lık) hüsrandadır. Sure böyle başlıyordu. İkindinin kendi içinde farklı anlamları ve tecellileri var şüphesiz. Yazı ile ezanın aynı dakikalarda buluşmasının da bir hikmeti olsa gerek. Adınla başlamak istedim yazıya bu kez. Önceleri adını anar öyle yazardım. Şimdi adınla başladım yazıya Can!

Herkesin sana seslenişi farklıdır. Bense sana hep ‘Can’ derim. Canımdan gayrı tutmadığımdandır bu hitabım. Senin adın kalbime şifadır. Dertlerimin ilacı, sıkıntılarımın sona eriş müjdesi, huzurun diğer adıdır. Seni anmadığım vakitlerde sıkışan, kabaran yüreğimi teskin edecek bir meşguliyeti bulmakta zorlanıyorum. Senden uzak kaldığım anlarda bir anlamsızlık duvarı örülüyor etrafıma. Durmadan yükselen bir anlamsızlık duvarıdır bu. Sen bu duvarı yıkabilecek tek güçsün. Defalarca yaşadım bunu seninle. Sana uzak olmak istemem asla. Kendinden uzak tutma beni. Merhametini esirgeme benden. Evet, zaman zaman yaptıklarımla bir öfkeyi hak ediyor olabilirim. Lakin sen yüce gönlünle bunu görmezden gelebilir, beni yine yakınında tutabilirsin. Zira........

© Mir'at Haber