BAYRAM
Zor ama çok zor bir dönemde; bir tarihsel döngü ile gelip hayatımızın baş köşesine yerleşen ve adanmışlık, fedakârlık, paylaşma, dert ortağı olmak ile özelde Müslüman dünya için ama aslında bütün insanlık için büyük bir önemi haiz ve yılda bir gerçekleştirilen bir evrensel kongre özelliğini taşıyan hac ibadeti gibi pek çok kodları da içinde barındıran Kurban Bayramı’na bu yıl da erişmenin tarifsiz mutluluğunu yaşıyoruz.
Aile büyüklerine yapılan bayram ziyaretleri, konu komşu ile yapılan bayramlaşmalar, çocukları sevindirme etkinlikleri ile gerek yurt içi gerekse yurt dışı için yapılan kurban organizasyonlarındaki gayretler bizi sevindiren ve gelecek için yüreklerimizde umut fidanlarının büyümesine vesile olan davranışlar olmuştur. Bu tür tutum ve davranışlar içinde olan herkese gelecek adına şükran borçluyuz. Bunların artarak devamı, umut fidanlarının kocaman bir ormana dönüşmesini sağlar, diye düşünüyoruz.
Bir de bizi rahatsız eden birkaç husus var ki onlara değinmezsek bir şeylerin eksik olacağı kanaati oluşuyor bizde. Bir nevi ‘’ konuşsam olmuyor, sussam gönül razı değil’’ durumu yaşıyoruz. Bunlardan ilki, bayram tatilinin uzatılmaması konusunda koparılan fırtınalar. Özellikle dini bayramların tatil havasına dönüştürülmesi uzun zamandır bizi ve bizim gibi pek çok kişiyi rahatsız etmektedir. Bayramların maneviyatımıza verdiği ve içerdiği mesajlara karşı yabancılaşmamıza sebep olmaya başlayan bu tatil düşüncesinin terk edilerek bayramların içerdikleri anlamlara uygun idrak edilmesi temennimizdir. Burada dini bayramların özellikle de Kurban Bayramı’nın tarihsel arka planını aktarmaya gerek duymuyoruz. Ancak ondaki adanmışlık, teslimiyet ve Allah’ın rızasını kazanma duygularıyla verdikleri mesajların bilhassa yeni nesillere ayrıntılı bir şekilde anlatılması gerekir. İbrahim, İsmail ve Hacer olmanın arka planındaki ilahi/deruni duruşun anlatılması ve........
© Mir'at Haber
