ANI DEFTERİ 1
‘’Yazmak sorumluluk almaktır. Bildiği doğruları ya da doğru bildiği ne varsa olduğu gibi başkalarına aktarma sorumluluğudur bu. Senin de doğrularını başkalarına yüreğini de katarak aktaracağına olan inancım tamdır. Zira sen, seni tanıdığım günden beri her işini yürekten yapıyorsun. Ders çalışırken, kitap okurken, top oynarken ya da komşulara herhangi bir işte yardımcı olurken hep istekli ve coşkulusun. Okul gazetesine yaptığın katkılardan hareketle ileride sorumluluk sahibi iyi bir yazar olabileceğini de düşünüyorum. Şayet bu gerçekleşirse bu satırlarımı unutma. Yazdıklarından sorumlu olacaksın. Kalemin güçlünün değil haklının yanında olsun. Arkadaşın Mustafa’’
Evi tadilata almıştı. Tadilat sırasında kitapları o odadan bu odaya taşırken lise yıllarında bir hevesle arkadaşlarının görüşlerini yazmalarını istediği anı defteri eline geçmişti. O her şeyin her yerde olduğu ortamda çok eski bir dostunu görmüşçesine sevinmiş ve boş bir boya kovasını ters çevirerek üstüne oturup anı defterini karıştırmaya başlamıştı. Mustafa, okul gazetesinde birlikte çalıştığı sınıf arkadaşıydı. Onun yazma ve resim yeteneği oldukça iyiydi. Arkadaşı bu yolda ilerlemiş, şiir ve öykü kitapları yayınlanmıştı. Okul kütüphanesinde gazete yazılarını heyecan içinde düzenledikleri zamanları hatırladı. Öğretmenlerinin onayından geçmiş yazılarının altında isimlerini özenle ve gururla yazıp gazeteye koymanın zevkini de hatırladı. O hafta okulda onların yazdıkları konuşulurdu. Bu, onların çok hoşuna giderdi. Şimdi anı defterinde yer alan ‘yazmak sorumluluk almaktır’ cümlesinin ağırlığını daha derinden hissetti. Mustafa, sorumluluğunu farkında olarak yazmaya devam ediyor. Kendisi…
Anı defterinin sayfalarını çevirdikçe her bir arkadaşının neredeyse tarihe not düşmek istercesine yazdıkları iddialı cümlelerle karşılaşıyordu. Mehmet şöyle yazmış deftere o inci gibi el yazısıyla: ‘’Dostum (Mehmet bu ifadeyi çok severdi.) biz nerede olursak olalım, hangi işi yaparsak yapalım mazlumların, yalın ayaklıların, ezilmişlerin yanında olalım. Bu, bizim insanlık vazifemizdir ve bu vazifeden kaçamayız. Bugün eleştirdiğimiz zalimlerin yarın yanında olursak bizi gelecek nesiller asla affetmezler. Zalimler için yaşasın cehennem!’’ Mehmet, sınıfta belki de okulda en çok okuyan öğrencilerden biriydi. Her görüşmede konuşmalarının arasına okuduğu kitaplardan cümleler yerleştirmeyi, öğrendiği yeni kelimeleri cümlelerinde kullanmayı pek severdi. Bazen de slogan atar gibi konuşurdu Mehmet. Okul bittikten sonra da onunla görüşmeye devam etmişti. Mehmet; duruşunu değiştirmemiş, okumalarına ara vermemişti. Bir haber ajansında kendine yer bulmuş. Doğrularını yayınlatmaya, mazlumların yanında olmaya devam ediyor şimdi. Zaman zaman başı belaya girmiş olsa da gözünü budaktan, sözünü zalimden sakınmadan hakikat peşindeki yürüyüşüne devam ediyor.
Zamanın eskiten yönüne direnen anı defterinde o gün kullanılan kalemin özelliği olsa gerek bazı yazılar zor okunuyordu. Belki de görme bozukluğundandır, dedi ve yine samimi arkadaşlarından........
© Mir'at Haber
