İSRAİL DİNİ Mİ?
İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırı Türk medyasında tartışılırken, bazı yazarlar “Filistin sorununu, İsrail’in politikalarını din üzerinden” ele almanın yanlış olduğunu söylüyorlar. Dinin özel, izafi ve marjinal alana itilmek istendiği Türk kamusal hayat pratiği ve hala 19. yüzyıl pozitivizmiyle malul laiklik açısından bunu bir yerde anlamak kolay. Buna Avrupa’nın aydınlanma mirasının etkisini de ekleyebiliriz. Şu var ki, AB’nin geleceği tartışılır ve Türkiye’nin tam üyelik konusu gündeme gelirken, “din” her kademede “görünmez belirleyici faktör” olarak rol oynamaktadır. Türkiye’nin önüne çıkan engelleri anlayabilmek için bu faktörü dikkate almalı. Dahası Amerika’nın iç siyasetini ve Ortadoğu’da yürüttüğü politikayı, “Yahudi –Hıristiyan ilişkisini, Evanjelik inancın etkisini ve sekiz senedir İslam dünyasına kan kusturan Neoconların dini-fikri arkaplanlarını” anlamak isteyen din faktörünü kale almıyorsa, medyanın ürettiği bilgi ve değerlendirmelerin ötesine bir adım gidemez. Bütün bunlar İsrail söz konusu olduğunda bir kat daha zorunlu olmaktadır.
İsrail’in eski Ankara Büyükelçisi Uri Bar-Ner “Biz kutsal kitabın insanlarıyız” demişti (Cumhuriyet, 7 Temmuz 1998.) Bu, İsrail’in devlet politikasını belirleyip yürütenlerin bütünüyle koyu dindarlar oldukları anlamına gelmiyor elbette. Siyonizm, Tanrı inancının yeryüzüne indirilip İsrail devletinde ete kemiğe büründürülmesi ideoljisidir. Siyonistler büyük ölçüde........
© Mir'at Haber
