YENİDEN DÜŞÜNMEMİZ GEREK
Toplumun çöküş belirtileri: 1-Dayanışmanın yok olması 2-Üretimin zayıflaması 3-Tüketim çılgınlığı 4-Vergiler 5-Liyakatisizlik olması 6-Adaletsizlik 7-Umutların kırılması 8-Göçün hızlanması 9-İblisane gurur ve kibir 10-Gösteriş, riyakarlık ve yalakalık — İbn-i Haldun
Ülkemizde garip şeyler oluyor. Toplumun din, tarih, ahlak, gelecek, siyaset algısı bir şekilde içi boşaltılarak dönüştürülüyor. Toplum mühendisliğine soyunmayan kimse yok gibi. Devlet, STK, Media, Sanat camiası, sermaye sahipleri mektebi de kullanıyorlar, sosyal mediayı da, geleneksel mediayı da. Kafamıza Chip takmalarına gerek kalmadı, cep telefonları üzerinden bu işi yapıyorlar.
Yiyip içtiklerimiz de bizi dönüştürüyor. Kıyafetlerimiz, “yaşam tarzı” dedikleri yollardan kalabalıklar sürüleştiriliyor. Sentetik yiyeceklerden daha çok sentetik bir din de, ideoloji de başımızın belası..
Ne denmişti bize kitapta: Şeytan sizi Allah’la aldatmasın. Din büyüklerinizi İlah ve Rab edinmeyin.. Evet sadece din büyüklerimizi değil, Allahtan başka kimseyi İlah ve Rab edinmeyecektik. Devlet büyüklerini ve ideolojik önderleri de.
Tekrar tekrar söyleme gereği duyuyorum. Eğitim, media yoluyla beynimiz işgal edildi. Hurafelerle kalbimiz de işgal edildi. Ve midemiz de işgal edildi. Artık içimizdeki birileri, Şeytanları kendileri için rehber edindiler, gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar. Çocuklarımızı çalıyorlar, kadın ve erkeği birbine düşman yapıyorlar, aileleri dağıtıyorlar.
Toplum atomize oldu. Beşeri ilişkileri altüst ettiler. Artık ne komşuluk kaldı ne akrabalık. Artık kendilerini futbol taraftarlığını ile tanımlıyorlar. Din, tarih, gelenek ve biyolojik cinsiyetlerinden bağımsız bir BİREY’e dönüştürülünce, gelinen noktada toplumsal hafızalarını da kaybettiler. Sabırsız, öfkeli, keyfi bir kalabalığa dönüştürülüyor insanlık. Yalnız, mutsuz, intihara, ölmeye ve öldürmeye hazır.. “Sevgi, saygı, merhamet, vijdan, ahlak, tevazu, vefa, dostluk, iffet, şeref, namus, ahlak, edep” tedavülden kaldırıldı sanki! Bunu bizimkilerin eli ile yaptılar, yaptırdılar. Para (mal-mülk) ve iktidar, güç, şehvet, haz, heyecan yeni İlah ve Rab’leri oldu, putları, İdolleri oldu bu kalabalıkların. Kibirden burunları önlerini göremeyecek kadar göklerde. Sanki boyunlarına halkalar geçirilmiş gibi yürüyorlar.
Bu olanlar, ne Müslümanlığa sığar, ne Museviliğe ne de İseviliğe, ama olanlar işte ortada. Gazze’de yaşananlar karşısındaki sessizlik, acziyet apaçık ortada. Ve dillerimiz kendimizi kandırmak için yalanlar, bahaneler uydurmaya devam ediyor. Gerçekte ise, birilerinin “elleri ayakları boş değil, yaptıkları iş değil”. Bunu kendileri de biliyor, biz de biliyoruz. Onlar bizim bildiğimizi, biz de onların bildiğini biliyoruz ama kör bir gidişle cehenneme doğru adeta sürükleniyoruz. Bu işin sorumlusu olan bir çok kimse, bir türlü kendi nefsini sorgulayıp “inni küntü minezzalimiyn” demiyor, diyemiyor. Gazze’de katliam yapılırken, Adana’da devlet destekli Karnaval yapabiliyoruz utanmadan, arlanmadan, sıkılmadan. “Kültür yolu”........
© Mir'at Haber
