ASRIN KERBELA’SI
Gazze’de katliam devam ediyor. Sumud filosu yoluna devam ediyor. İsrail’in Gazze sonrası hedefi Kudüs ve Bağımsız bir Filistin devletini tanımayacaklarını açıkladı. İslam ülkeleri yöneticilerinin derin uykusu devam ediyor. Yani İslam ülkeleri, ABD ve İsrail cephesinde yeni bir durum durum yok. Bu durumda görünen o ki, gelecek günler geçen günleri aratacak.
Bu gün günlerden Cuma. Hutbe’de Cihad ayetlerini okuyup inse keşke imamlar. Ümmet İmanını ve vicdanını yoklasa bir yerinde duruyor mu diye.
Hani ecelimizden önce ya da sonra ölmeyecektik, hani rızgımızdan az ya da çok yemeyecektik. Hani kaderimizden başka bir kader yoktu. Hani Allah (cc) bizi mallarımız canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecekti. Hani Allah bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım edecekti, hani biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti idik, ne oldu?
Katar’da 15 Eylülde gerçekleştirilen İİT-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Bildirisi tam bir rezalet. Netenyahu bu acziyet’ten aldığı cür’et ve cesaretle, iki devletli bir çözümü, Bağımsız bir Filistin’i kabul etmediklerini söylemekle kalmadı, “Kudüs bir bütün olarak bizimdir dedi. O da yetmedi, ABD dışişleri bakanı ve ABD büyük elçisi ile birlikte Mescidi aksanın bulunduğu yeraltındaki tünellerden fotoğraf verdi.
Arap Lig’i ve İslam İşbirliği Teşkilatı devlet ve hükümet başkanları, Katar Devleti’nin başkenti Doha’da Katar’a yönelik İsrail saldırısını görüşmek üzere toplanmışlardı ve Ortak Zirve’de şu kararları aldılar: Bildiriye bakın siz: İsrail’in Katar’a Yönelik Saldırısının Kınanması, Katarla tam dayanışma içinde olduklarının ilanı, İsrail’in bölgesel anlamda bir tehdit oluşturduğunu vurgularken Gazze için toplandılar, çözüm olarak 4.6.1967 sınırlarında Abbas’a bir Filistin devleti için Arap Barış Girişimi’ne bağlı kalmayı ve iki devletli çözümü teşvik etmeyi taahhüt ediyorlar.. Uluslararası Adalet Divanı Kararlarının uygulanmasını istiyorlar, 21 Kasım 2024 tarihli tutuklama emirlerini uygulamak için ulusal yasal çerçevelerinde gerekli tüm tedbirleri almaya çağırıyorlar. BM Güvenlik Konseyine Gazze’ye insani yardım, ateşkes ve İsrail’in BM Genel Kuruluna katılımın engellenmesi konusunda çağrıda bulunuyorlar. Arabuluculuk çabalarına destek veriyorlar.
Diplomatik ve ekonomik tedbirler olarak İsrail’in saldırganlığına karşı diplomatik ilişkileri gözden geçirmeyi, normalleşme süreçlerini tehdit eden eylemlere karşı önlem almayı ve uluslararası toplumu İsrail’i cezalandırmaya çağırıyorlar. Bölgesel Güvenlik ve İstikrar çerçevesinde İsrail’in saldırıların, Orta Doğu’daki barış sürecini ve normalleşme çabalarını tehlikeye attığını belirterek, “İsrail’in düşmanca eylemlerine karşı kolektif yanıt verme hakkımızı saklı tutarız” diyorlar. Bunu ne zamana kadar saklı tutacaklarsa. Oysa önceki gün AB İsrail’e yaptırım uygulama kararı aldı. 16 Avrupa ülkesi dışişleri Bakanları Sumud filosuna bir operasyon yapılırsa cevap vereceklerini açıkladılar. Peki İslam ülkeleri dediğimiz bu ülkeler ne yapıyorlar?
Bizimkiler, “uluslarası sistem”i harekete geçmeye çağırıyorlar ama, kendileri harekete geç(e)miyorlar. Şeytanın çocuklarının yaptıklarını baba Şeytana şikayet ediyorlar. Aferin size. “Uluslararası sistemle birlikte hareket etmeye devam edin, dün olduğu gibi, bugün de. Utanç verici bir........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon