HİCRETİN DİLİ
Bu hafta inanç tarihimizin en önemli kilometre taşlarından biri olan hicretin sene-i devriyesi münasebetiyle hem söz konusu olayı hatırlamak hem de çağrışımları ve bize kazandırdığı bazı kavramları hatırlamak istedik.
Bu kavramlardan biri yoldaş kelimesidir. Sözlükte “aynı yolda yürüyen, aynı ülküyü taşıyanlardan her biri, bu ülkü uğrunda iş birliği yapan kimse” anlamındaki yoldaş kelimesi; belli dönemlerde ülkemizde özellikle belli bir siyasi görüşü paylaşanlar arasında saflarını belli etmek için kullanılırdı. Osmanlılar devrinde XVI. yüzyıldan beri Kuzey Afrika’daki Garp ocaklarında orduda görev yapan asker ve memurlar için de kullanıldığı bilgisine kaynaklardan ulaşıyoruz. Yoldaşın aynı zamanda yeniçeriler arasındaki mensubiyet bağını da ifade ettiği de yine ulaşılan bilgiler arasındadır.
Ezeli ve ebedi önderimiz, efendimizin Mekke’den o günkü adıyla Yesrib’e, daha sonra medeniyet sözcüğünün çıkış noktası olan ve Medine olarak anılacak kente yaptığı yolculukta ona yoldaşlık yapan ve ‘’Resulullah’ın bilgi, söz ve fiil biçiminde ortaya koyduklarının hepsini tasdik etmekte ve Peygamber’le manevî münasebeti sebebiyle onun iç dünyasına yakın olmakta en ileri seviyede bulunan kimse” şeklinde tanımlanan Ebubekir için kullanılır kelime. O’nun yoldaşı. Hayatları boyunca birbirlerini yalnız bırakmayan iki yakın dost, iki yakın arkadaş. İki güzel yoldaş. Kelimenin bütün anlamlarının karşılığını dolduran bir ilişki onlarınki.
Konuşmalarında, yazdıklarında efendimizi dilinden düşürmeyenlerin ve onu örnek aldığını iddia edenlerin yola çıktıklarını bir çırpıda yolda gördükleriyle değiştirenlerin bu dili, hicret dilini anlamadıkları ya da anlamak........
© Mir'at Haber
