menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Depreminin düşündürdükleri

14 0
28.04.2025

Heyelan, çığ, sel, fırtına, hortum ve deprem gibi ani gelişen doğal afetler içinde insanı en aciz bırakanı “deprem” olmalıdır. Gerek etkisi, gerek zaman sınırının olmaması gerekse psikolojik tesirleriyle depremler insanı aciz bırakmada önde görünüyor.

23 Nisan 2025 tarihindeki depreme 49 yıllık eski bir binada oğlumla birlikte yakalandık hem de gribal enfeksiyon geçirdiğimden dolayı vücudumdaki halsizlik had safhadayken. Kendimle yaşıt ve depreme dayanıksız bir evde üstelik hastayken yakalandığım depremde korku ve huşuyla karışık ruh haliyle Allah-u Teâlâ’ya sığındığımı hatırlıyorum önce. Sonrası toparlanma ve deprem bittikten sonra aşağıya inme…

Muhtemelen depremde hepimiz benzer duygular yaşamışızdır. O anda duygu yoğunluğu yaşamış, Allah-u Teâlâ’ya teşekkür etmişizdir bize mühlet verdiği için. Sıhhat ve afiyetimizi muhafaza ettiğimiz için sevinçten içimiz kıpır kıpır olmuştur.

“Bazı insanlar güzel havada dinsizdir” diye bir söz vardır. Gerçekten de insanlar kötü anlarında, içinde bastırdığı inancını ortaya çıkartır. Bu biraz mecburiyettir, biraz ihtiyaç.

İnsanın, üstesinden gelemeyeceği bir durumla karşılaştığı zaman aldığı tavır Kur’an-ı Kerim’de farklı ayetlerde anlatılır. Bunlardan birisi Zümer Sûresi 49’uncu ayettir ki şöyledir: “İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır. Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde ‘Bu, bana........

© Milli Gazete