Adalet lâf değil uygulamadır
Bismillâhirrahmanirrahim!
ADALET mekânizmasının sağlıklı işlemesi, sorunların çözüm yolunun açık olduğunu gösterir. Bir milletin bekâsı hukukun üstün tutulması ile yakından ilgilidir. Çünkü, “Adalet mülkün temelidir.” Makamı, statüsü ne olursa olsun hukuk önünde herkes eşittir. Bir suçu işleyen yönetici de olsa, sıradan halk da olsa aynı cezayı alır. Fatih ile Rum mimarın Kadı Hızır Bey tarafından yapılan duruşmasını bilirsiniz! Hızır Bey; Fatih’i mahkemedeki duruşmada ayakta tutmuş, oturmasına izin vermemiştir.
Demokrasinin arızası mıdır, yoksa insan kalitesi midir, bilmiyorum! Bazı yönetime gelenler kendilerini hukuk önünde “ayrıcalıklı bir noktada” görüyorlar. Türkiye, 17 Mart’ta İstanbul BŞ Belediye Başkanı’nın alelacele tutuklanarak içeri alındığına şahit oldu. Halbuki, tutuklama kararı “siyasi değil”; “mahkeme kararı” ile olmalıdır. Yargının “hükûmetin sopası” olarak kullanılması adalet mekânizmasına vurulmuş en büyük darbedir.
Bunlar benim söylediklerim değil; önde gelen hukukçuların görüşüdür. AKP’nin kurucu dörtlüsü içinde yer alan hukukçu eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, TV100’deki bir konuşmasında, “35 sene sonra diploma iptaline hayret ettiğini” belirterek; “Kazanılmış hak diye bir şey vardır. YÖK karar almadıkça bir üniversite kurulu diploma iptal edemez” dedi. (19.4.2024)
CHP’li belediye başkanlarının tutuklamasının da hukukî olmadığını söyleyen Arınç; “Ben ve Erbakan tutuksuz yargılandık. Siyasi tutukluluk hiç olmamalıdır. Bir büyükşehir belediye başkanının tutuksuz yargılanması esas olmalıdır.” (Aynı konuşma)
HUKUK HERKES İÇİN
HUKUK........
© Milli Gazete
