Silah bırakma görüntüsü altında anayasal dönüşüm mü?
Barış söylemiyle meşrulaştırılan bu süreç, aslında anayasal yapının ve ülke bütünlüğünün yeniden kurgulanmasına yönelik uzun vadeli bir planın parçası olabilir.
Son günlerde kamuoyuna yansıyan gelişmeler, Türkiye’nin yakın geleceğine dair ciddi tartışmaları beraberinde getirmektedir. 26 yılın ardından bebek katili Abdullah Öcalan’ın video mesajı yayımlandı ve bu mesajla birlikte “sembolik” bir silah bırakma sürecinin başlatıldığı duyuruldu. Bu gelişme, yalnızca bir terör örgütünün yön değişimi değil; aynı zamanda yeni bir siyasal iklimin habercisi olarak okunmalıdır.
Öcalan’ın, silahlı mücadeleyle ulaşılmak istenen hedeflerin artık demokratik yollarla ve Meclis eliyle gerçekleştirileceğini ifade ettiği mesajı, Türkiye’nin birliğini önceleyen herkes açısından dikkatle analiz edilmelidir. Çünkü bu söylem, görünürde barışçıl olsa da, arka planda yeni bir anayasal düzen tartışmasını tetikleyebilecek bir içeriğe sahiptir.
Son yıllarda bazı çevreler tarafından sıkça dile getirilen “Türkiyeli” kavramı, sadece dildeki basit bir değişiklik değil; Türkiye’nin üniter yapısını dönüştürmeye yönelik........
© Milli Gazete
