menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-20

15 1
previous day

(Konu ile ilgili dünkü 19. yazım yayındayken, yakın çalışma arkadaşım şu mesajı yazdı: “Bugünkü bu yazı ve İsrail’in Şam’ı işgale başlaması…” Yazmaya devam…)

“Menahim Begin, 1979’da Pakistan’ın nükleer kabiliyet edinme çabasıyla ilgili kuvvetli rahatsızlığı ifade etmişti. “Zaman içinde İsrail; 1981’de Irak’ı, 2007’de Suriye’yi ve tekrar tekrar İran’ı vurdu. Tehdit etti, baskıladı ama çözüm üretemedi.” Yok edeceğim derken, geleceği eline yüzüne nasıl bulaştırdığını, düşmanlığı genetiğe nasıl ektiğini gördük. Kendince sorunu çözeceğim derken, sorunun parçası oldu. Geleceği ve geleceğini belirsizliğe sürükledi. Hatta kendi kendinin sorunu oldu.

İsrail ile İslam coğrafyası arasındaki bu büyük güven bunalımı nasıl ortadan kalkar? Belki de çare Vahiy’de ve Hz. Peygamber’in Vahiy’den ürettiği pratikle Medine’de ürettiği çözümdedir. Medeni, Medine, Medeniyet aynı köktendir. İnsanlık ve karşılıklı güven demektir. “Hz. Peygamber Medine’de Medine Sözleşmesi ile sadece bir yönetim modeli değil, aynı zamanda ontolojik bir barış düzeni inşa etti. Bu pratik, sadece Müslümanlara değil, farklı inanç ve kabile gruplarına birlikte yaşama zemini sunan, hukuki, siyasi, toplumsal ve ahlaki bir kurucu sistemdi.”

“Ve lâ tezdiru vâziratun vizra uhrâ. / Kimse kimsenin günahını yüklenmez.” (En’âm, 164) Bu........

© Milli Gazete