menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hakikat krizi

27 0
24.08.2025

FAYDANIN İKTİDARI VE ÖZÜN ALDATILMASI

“Anahtarını yokladı organlarını

yoklar gibi, ferahladı içi. Geçerlerken

dikenli bir çitten dedi ki ona:

Hatırla oğlum! Burada çarmıha gerdi İngilizler

babanı bir kaktüs dikeni üzerinde iki gece

ama tek bir kelime etmedi. Büyüyeceksin oğlum

ve anlatacaksın onların tüfeklerini miras alanlara

kanın demir üzerindeki hikâyesini...”

(Mahmud Derviş/Atı Neden Yalnız Bıraktın

Arapçadan çeviren: Mehmet Hakkı Suçin)

**

· “Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, ona gerçekten pek çok iyilik ve güzellik verilmiştir. Fakat bu hakikatleri ancak gerçek akıl sahipleri anlar, üzerinde düşünüp ibret alır.” (Bakara, 269)

**

· Allah Resulü sallâllâhu aleyhi ve sellem bir gün ashabına:

“–Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sormuştu. Onlar:

“–Bize göre müflis, parası ve malı olmayan kimsedir”şeklinde cevap verdiler. Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu:

“–Şüphesiz ki ümmetimin müflisi şu kimsedir: Kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla gelir. Fakat şuna sövdüğü, buna zina isnâd ve iftirasında bulunduğu, şunun malını yediği, bunun kanını döktüğü ve şunu dövdüğü için iyiliklerinin sevabı şuna buna verilir. Üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilir ve neticede cehenneme atılır.” (Müslim, Birr 59; Tirmizî, Kıyâmet 2; Ahmed, II, 303, 324, 372)

**

FAYDALI OLANIN İKTİDARI

Doğru, İyi ve Güzeli Yeniden Düşünmek

Felsefe tarihi, çoğu zaman üç temel kavram etrafında döner durur: iyi, doğru ve güzel. Düşünen insanın kadim üç sacayağı... Bu üç “moment”, yüzyıllar boyunca düşüncenin mihenk taşları oldu. Ne var ki, zamanla işler değişti. Kavramların içi boşaldı, yerleri yerinden oynadı. Bugün artık bu klasik üçlünün değil, başka bir dörtlünün dünyasında yaşıyoruz: iyi, doğru, faydalı ve... kestirme. Ben bu üçlüye baktım ve güzeli ilk eleyenlerden oldum. Çünkü tarih boyunca filozoflar da en önce onu gözden çıkardılar. Güzel, fazla subjektif, fazla keyfi bulunarak arka sıralara atıldı. Geriye “iyi” ile “doğru” kaldı. Ama onların da yerleri sabit değil. Toplumlar değiştikçe, değerler dönüşüyor. Doğru, bazen sadece güçlü olanın sesi haline geliyor. İyi ise çoğu zaman güçlünün çıkarı ile tanımlanıyor.

19. yüzyılda sanayi devriminin yarattığı dönüşümle birlikte felsefeye yeni bir aktör dahil oldu: faydacılık (utilitarianism). İngiliz filozof Jeremy Bentham’ın öncülüğünde yükselen bu düşünce, doğru ve iyi olanı fayda ile ilişkilendirmeye başladı. Oysa önceki çağlarda bu iki kavram fayda ile yan yana dahi getirilmezdi. “İyi” ve “doğru” yüce, neredeyse kutsal kavramlardı; “fayda” ise maddi dünyanın, bayağı çıkarların dilindendi. Ancak kapitalizmin yükselişiyle “yararlı olan” kutsandı. “Utility”, yani yararlılık, sadece bireyin değil toplumun da merkezine yerleşti. Artık doğru ya da iyi olanın değil, işe yarayanın değeri vardı. Böylece klasik üçlüye dördüncü bir ayak eklendi: yarar.

Ne var ki, kapitalist zihniyet burada da durmadı. Faydadan bir adım öteye geçti ve "expediency", yani kestirme yol kavramını üretti. Bu kavram, “yararlı” olmakla kalmaz; aynı zamanda “doğru” ya da “haklı” olmak zorunda da değildir. Hedefe ulaşmak için hangi yol uygunsa, o yoldur. Ahlaki sorgular gereksizleşir. Redhouse Sözlüğü “expedient” kelimesini şöyle tanımlar: “Doğru yolu aramadan istenilen sonuca ulaşmak için başvurulan en kolay yol.” Kestirme, münasip, uygun... Bu tanımın bize anlattığı şey, artık faydalı olanın bile bir etik yükümlülük taşımadığıdır. Bir işin haklı olup olmadığı değil, işe yarayıp yaramadığı önemlidir.

Bugün geldiğimiz noktada; faydalı olan, doğru ya da iyi olup olmadan da değerli sayılıyor. Hatta çoğu zaman yalnızca faydası üzerinden meşrulaştırılıyor. Güzellik mi? Çoktan gözden çıkarıldı. İyilik? O da ancak faydalıysa kabul görüyor. Doğruluk? Eğer işe yarıyorsa, evet. Ama değilse, yollar çok, kestirmeler bol. Ve bu yeni dünyada felsefe artık üç değil, dört kavram etrafında dönüyor: iyi, doğru, faydalı ve kestirme. En kolay yol, en değerli yoldur; yeter ki sonuca götürsün. Değerler sistemi, artık amacı haklı çıkaran araçların dilini konuşuyor.

Günümüzde toplumsal ve kamusal alanda yaşanan bozulmaları bu tarihsel düşünce evriminin dışında görmek mümkün değil. Zira artık bireyler........

© Milli Gazete