menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kıtlık -2

44 11
03.09.2025

Mısır Firavunlarından biri, Hazreti Yusuf aleyhisselamı bir iftira ile hapse attırır.

Bunu bazıları Yusuf aleyhisselam için ceza gibi görebilir ama o günden bugüne kadar iftira nedeniyle hapse atılanların yüreğini ferahlatan, hapishaneyi, eğitim merkezine çeviren “Medrese-i Yusufiyye” denilen mektebin öğrencilerine sabır aşısı olmuştur.

Bu süre aynı zamanda kıtlık yıllarına hazırlıklı olmayı da bize hatırlatır.

Başarıya ulaştıran yol bazen Hazreti İbrahim’de olduğu gibi ateş imtihanından geçer.

Hazreti Yusuf’ta olduğu gibi hapishaneden geçer.

Hazreti Yusuf, bolluk zamanında yiyeceklerin başında gelen buğdayı, korunaklı kale gibi yerlerde depolayarak depolama veya silolama ile kıtlık yıllarını en az zararla atlatmasını öğretir.

Kıtlığın sebepleri arasında ve ilk başında yağmurların kesilmesi gelir.

Akarsuların kontrolsüz kullanımı, su israfı, dağların, derelerin ve ovaların ağaçlarının kesilmesi, kuyuların kuruması, çölleşmesi… gibi sebepler gösterilir, doğrudur.

Bütün bu saydıklarımız, maddi sebeplerdir ve tabiat kanunlarıdırlar.

Tabiat kanunlarını koyan kim?

Dünyanın kuruluşundan bugüne kadar tabiata bir tek tabiat kanunu ilave eden bir tek ilim adamı olmuş mu?

Kitaplarda okuduğumuz bilim adamları icatçılardır/buluş sahipleridirler.

Yağmurun yağması için güneşin harareti, buharın yükseğe çıkması, soğuk bir tabakaya uğraması ve damlalar halinde yağmura dönüşmesinin kanununu bulanlar, hesaplarını yapanlar var.

Ama tabiat kanunlarını kimin koyduğu sorulduğunda Müslümanlar, “Allah koymuştur” derler.

İnkârcılar da, “Benim bunlara aklım ermez” deyip işin içinden sıyrılmaya çalışırken cehennemin dibini boylarlar.

Bundan elli yıl önce Karaman’dan Konya’ya giderken yüz kilometre boyunca boz topraklar, yeşil arpalar, sararmış buğdaylar arasında birer kilometre arayla görülen birkaç dağ armudu veya dağ eriği ağaçları........

© Milli Gazete