Kıtlık-1
Kıtlıkların en başında, “Kaht-ı rical/adam gibi adam yokluğu” gelir, sonra maddi manevi kıtlık çöker, yerlere, göklere ve gönüllere.
Kaht-ı ricalde/adam yokluğunda, halk meydanlara dökülür, bas bas bağırır ve tapındıklarından yardım isterlerken sesleri ayyuka çıkar.
Nimetlerin kıtlığında cırcır/ağustos böceği dallarda feryat eder ve sonunda çatlayıp ölür.
Dallarda yapraklar boynu bükük, yerlerde tüm canlılar kanadı kırık Rabbine dua ederler.
Atalarımız, “Allah, açlıkla terbiye etmesin” demişler.
Yaylamıza gittim, en az on yerde pınar veya gözden su ihtiyacımızı karşılarken iki tanesi hariç, diğerlerinin hepsi kurumuş.
Pınarın birinin başında otururken, diğer çeşmelerin yakınına ev yapanların hepsi içme suyu doldurmak için yanımıza geldiler.
Şehirde ise o buzlanma gecesinde yanmayan yaprak, kurumayan ağaç dalı, solmayan çiçek kalmamış.
Elma bahçelerini saatlerce dolaşsan ağzına tat verecek tek elma kalmamış.
Kıtlık konusunda gönül verdiğimiz Rabbimizin açıklamalarının bazısını yazdım, kulak verelim:
وَلَا تَقُولُوا لِمَنْ يُقْتَلُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَمْوَاتٌ بَلْ أَحْيَاءٌ وَلَكِنْ لَا تَشْعُرُونَ (154)
154 Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat siz farkında değilsiniz.
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْأَمْوَالِ وَالْأَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ (155)
155 Sizi elbette biraz korku, açlık ve biraz mallardan, canlarınızdan ve meyvelerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele.
الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُمْ مُصِيبَةٌ قَالُوا إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ (156)
156 Onlara bir musibet geldiğinde, "Biz Allah'a aidiz ve elbette O’na döneceğiz" derler.
أُولَئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُهْتَدُونَ (157)
157 Allah'ın mağfiret ve rahmeti onlaradır. Ve doğru yola erenler de onlardır.” (Bakara süresi ayet 2/154-157)
وَلَقَدْ أَخَذْنَا آَلَ فِرْعَوْنَ بِالسِّنِينَ وَنَقْصٍ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ (130)
130 Belki öğüt alırlar diye Firavun ve çevresini yıllarca kıtlık ve ürün eksikliğine uğrattık.” (A’raf süresi ayet........
© Milli Gazete
