Göç ayrı, hicret ayrı
Herkesin bin derdi, bin devası/çaresi vardır.
Hedefsiz, gayesiz… insan bulamazsınız.
Var filan, tembel, nerde akşam orda sabah, uyumak, gezmek, dolaşmaktan başka bir şey yapmaz.
İşte o da hedefini belirlemiş, onu yerine getiriyor.
Hareketin olduğu yerde can vardır, canın olduğu yerde ten vardır.
Ten de, can da gıdaya muhtaçtır.
Motor varsa elektrik de vardır, elektrik için su, kömür, rüzgâr vardır.
İnsan can ve tenden meydana gelir.
Tenin gıdası topraktan, canın gıdası toprağı, suyu, güneşi, ayı, havayı yaratan tarafından peygamberler aracılığıyla gönderilir.
Teninin ihtiyacını sağlamak için yer değiştirenler göçerlerdirler.
Yörüklerimize, “konar-göçerler” deriz.
Avrupa’ya işçi olarak gidenler göçmendirler.
Dinime göre yaşayamıyorum diye, Habeşistan’a, Medine’ye göçenlere muhacir denir.
Aynı Habeşistan’a veya Medine’ye “Oranın kadınları güzelmiş diye, orada zengin olmak kolaymış diye gidenlere de göçmen denir ama muhacir denmez.
Sevgili Peygamberimiz:
إِنَّمَا الْأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ وَإِنَّمَا لِكُلِّ امْرِئٍ مَا نَوَى فَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ إِلَى دُنْيَا يُصِيبُهَا أَوْ إِلَى امْرَأَةٍ يَنْكِحُهَا فَهِجْرَتُهُ إِلَى مَا هَاجَرَ إِلَيْهِ
“Ameller niyyetlere göredir. Herkese ancak niyyet ettiği vardır. Kimin hicreti Allah’a ve Rasülü’ne ise onun hicreti Allah’a ve Rasülü’nedir.
Kimin de hicreti eline geçireceği bir dünya veya nikâh yapacağı bir kadına ise onun hicreti, hicret ettiği şeyde son bulur” buyurmuş.
(Buhari, Sahih, bir numaralı hadis)
Bu günlerde İslam âlemine ve bütün dünya insanına, İslam’ın ve insanlığın ne olduğunu hatırlatan Filistinlileri göçe zorlamaya başladılar.
Sakın, aman ha, “göç” kelimesini dahi ağzınıza........
© Milli Gazete
