Denge, uyum, ahenk
Çok değerli bir hocam anlatmıştı: “Beyrutlu, Arap asıllı, yaşlı bir papazın, Bakara süresinin son ayetini okuduğunu, ‘Va’fü annaa, vağfir lenaa, verhamnaa, ente mevlanaa, fensurnaa alel kavmil kaafiriiiin’ bugüne kadar söz ve manası uyumlu, böylesine akıcı, az kelime ile çok manalı bir cümle kurulmadı.
Neredeyse bu cümle beni Müslüman edecek’ dediğini” anlatmıştı.
Kur’an-i Kerim’in tecvitli okunuşu da Kur’an’ın sahibine aittir.
Cebrail aleyhisselam, Sevgili Peygamberimize tecvitli olarak okumuştur ve Rabbimiz de Sevgili Peygamberimize:
“… Kur'ân'ı açık, tane tane ve güzel oku.” (Müzzemmil süresi ayet 73/4) Tertil üzere okumasını emreder.
Tertilin şekli de Cebrail aleyhisselamın Sevgili Peygamberimiz’e okuyuşu ve O’nun da ashabına okuyuşu gibidir.
Miladi 632 yılından günümüze kadar, değerli Kur’an-i Kerim kurra/okuyucuları aralıksız olarak okumaya, okutmaya ve icazet vermeye devam etmişlerdir.
Ben Abdurrahman Gürses merhumun icazetnamesini gördüm; kurra zincirinde kırkıncı sırada olduğunu saydım.
Onun icazet verdikleri 41’inci, onlar da icazet vermeye devam ettiklerine göre onlarda 42’nci ravidirler.
Sevgili Peygamberimiz, ashabına/arkadaşlarına ve Mekkeli müşriklere tecvitli okumuş.
Ashab-ı kiram da kendilerinden sonraki/tabiine tecvitli okumuşlar.
Tecvidin Istılah/terimlerini bilmesek de bilenler, bize tecvitli öğrettiklerinden biz de tecvitli okumuş sayılırız.
Ramazan ayında TRT’nin Kur’an’ı Güzel Okuma yarışmasında dinlediğimiz kurranın hepsi sesten, sedadan, edadan, tecvitten, nağmeden, duruştan, okuyuştan… not alarak yarışmışlardır.
Aslında ayetleri güzel okuma Hazreti Adem’le başlamıştır.
Hazreti Adem aleyhisselamda, anavatanı cennetten ayrılmışlık........
© Milli Gazete
