menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Allah’a (dinine) firar ediniz”

18 16
24.04.2025

Evde otururken evin havası ağırlaşmaya başlayınca içlerinden biri kalkar, oturanların izniyle pencereyi açar.

Kirli havadan temiz havaya kaçıyoruz.

Aslında biz, kendi ettiğimizden kaçıyoruz.

Rabbimizin lütfettiği temiz havayı kirlettik ve yine Rabbimizin taze havasına kaçıyoruz.

Kirlenince Allah’ın yarattığı suya sığınıyoruz.

İlk insan Hazreti Adem aleyhisselam yaratılmadan önce dünyamız tertemiz idi.

Hazreti Adem aleyhisselamın oğlu Kabil, Allah celle celalühe itaatten isyana doğru yol alınca dünyamıza ilk defa kardeşi Habil’in kanı aktı.

Dünyada kanın durması için Habil’in yolunu izlemeliyiz ki, o yol Allah celle celalühün Hazreti Adem’e öğrettiği “Sırat-ı Müstekıym”dir.

Aslında namazını kılan bütün Müslümanlar, her gün, beş vakitte kıyamda iken:

اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ

“Bizi, doğru yola ilet.

صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ

Kendilerine nimet verdiğin (nebiler, sıddıklar, şehitler ve salih) kimselerin yoluna ilet, gazaba uğrayanların ve sapıklarınkine değil.” (Fatiha süresi ayet 1/6-7) okuduğumuz bu ayetlerde Allah’ın gazabına uğrayan Netanyahu gibi Yahudiler ile sapıkların yolunu istemediğimizi, Rabbimizden istiyoruz da ne istediğimizi bilmiyoruz.

Çağdaş dünyamızın çağdaş Kabillerinin, tağutlarının yaptığı, hazreti Adem’in neslinden gelen sekiz milyar insandan, yani kendi kardeşlerinden her gün binlerce insanın kanını akıtmaktır.

Çağdaş tağutlar, yatırımlarının çoğunu harp sanayiine yatırıyorlar ve kaba kuvvetle kendi kanunlarını uygulayarak köleliğini kabul edenlerin ve etmeyenlerin servetlerini, namuslarını, kendi malı gibi kullanmak için bazılarını kandırarak, bazılarının kanını akıtarak........

© Milli Gazete