İslam ve Siyaset
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
İslam’ı siyasetten, siyaseti de İslam’dan ayırmak, insanlığa yapılacak en büyük kötülük olur. İslam’ın gayesi; bütün insanlığın dünya ve ahiret saadetini sağlamak ise bu fert ve toplum hayatının bir bütün olarak kuşatılmasıyla sağlanır. İslam, sadece iyiliklerin hayata ikame edilmesi ile ilgilenmez, aksine, kötülüklerin ve zulmün her çeşidiyle de mücadele etmeyi zorunlu bir ödev olarak görür. Bazı dostlar ve tanıdıklar, bize; “siyaset üstü olmalısın” diyorlar. Ne demek siyaset üstü olmak, bununla neyi kastettiklerini belki kendileri dahi düzgün bir şekilde ifade etmekte zorlanıyorlar. İslam, bir saadet düzeni ise bu düzeni etraflıca anlatmak; AB’yi bir medeniye projesi olarak gören, faizci kapitalist düzeni benimseyip yürüten, ABD ve İsrail’in zahiri gücünü, Allah’ın gücünden üstün görüp, onlarla işbirliği halinde olan muhafazakâr demokrat zihniyetli kimselere ağır geliyor. Bir Müslüman’ın siyaset üstü olması demek, İslam’ın, siyaset, uluslararası ilişkiler, iktisat, eğitim, ahlak ve hukuk ile ilgili hükümlerini görmezlikten gelerek, yapılan zulümlere sessiz kalmak anlamına gelmez mi? Üstat Necip Fazıl Kısakürek, herkesin saygısını kazanmış bir fikir ve siyaset insanıdır. O’nun İslam ve Siyaset konusundaki görüşlerini burada özetlemek faydalı olacaktır. Üstat şöyle diyor: “İslam’ın sayısız dallara ayrılan siyaseti, tek gövdede birleşir: Bütün insanlığın İslam’a teslim olmasını sağlayıcı usul... Teslim olmakta selamete çıkmak, selamete çıkmakta İslam’a ermek, İslam’a ermekte sonsuz kurtuluşu bulmak vardır ve İslam siyasetinin baş hedefi, İslam ülkelerinin içinde ve dışında, insanlığı bu saadete erdirmektir. Siyasetinin bu esasi hedefi yolunda İslam, iki esasi vasıta kullanır: Kılıç ve kalem. Kılıç maddeyi, kalem de ruhu fethetmenin bütün vasıta ve........
© Milli Gazete
