Islah ve ifsat arasında Müslüman
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Üzülerek ifade edelim ki, günümüzde Müslümanlar, Allah’a kulluk şuurundan kopmuş, yaratılış gayesini unutmuş, Kur’an’ın mesaj ve ahkâmına sağır kesilmiştir. Bu, Müslümanlar için çok acı bir durumdur. Onun için de Allah, bize düşmanlarımızı musallat etmiş, onların telkin ve teklif ettiği zülüm düzenleri içinde zelil bir hayat yaşıyoruz. Din ve düzen olarak, İslam’a dönmeden de bu zilletten kurtulmamız mümkün olmayacaktır. Temel gerçek şudur ki; hak, yani İslam, ıslahtır. Batıl ise yani Siyonizm, materyaliz ve kapitalizm ifsattır. Müslüman’ın temel görevlerinden birisi de yeryüzünde fesadı önlemek, yeryüzünü ıslah ve imar etmektir. Çünkü Allah, yeryüzünü ıslah etsin diye, orada onu halife kılmıştır. Allah, İslam’a teslim olmuş mümin kullarına fesatçılarla savaşmayı emretmiştir. Müfsitler, fesat çıkarmada birbirleriyle yardımlaşırlar. O halde ıslah için cihat edenlerin de yardımlaşmaları gerekir. Yoksa yeryüzünde hep fesat egemen olur ve insanın hem yaratılışındaki hem de hilafetindeki amaç gerçekleşmez. Bakara 251: “Eğer Allah, bir kısım insanların kötülüklerini başka bir kısım insanlarla ortadan kaldırmasaydı, yeryüzünün düzeni kesinlikle bozulur, kargaşalık ortalığı kaplardı. Ama Allah, bütün âlemlere karşı sınırsız lütuf sahibidir.” Gazze’de ABD ve İsrail tarafından yapılan soykırım ve mezalim, ABD Başkanı Trump’ın kucağına oturarak önlenemez. İslam birliğini ve İslam NATO’sunu kurmakla engellenir. Şuurlu bir mümin, nefsinin iç fesadına karşı daima uyanık olmak zorundadır. Gerçek mücahitlik, kişinin nefsini terbiye edip ıslah etmeden ortaya........
© Milli Gazete
