menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bizi bitirdin be reis!

12 1
29.05.2025

Bu yazı, birebir son 25 yıl içerisinde gerçekleşen tahribatın boyutunu çok temel bir nokta üzerinden gözler önüne sermek için kaleme alınmıştır. Allah’tan başka hiç kimseden korkulmamaktadır ve karşılık sadece Allah’tan beklenmektedir. Olumlu veya olumsuz hiç kimsenin ne düşündüğü ile zerre miskal ilgilenilmemektedir. Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Ne oldu bize?

Günlük hayatlarının hiçbir safhasında; cihat ve şehadet kelimeleri bulunmayan, en temel idealleri “rahatlık arzusu” olan modernist muhafazakâr bir kitle… Totalde kendi yaşadıkları 50 yıllık bir süreçten ibaret olan tarih bilgileri ile her cümleye “siz eskileri bilmezsiniz” diye başlayan, evlatlarına Allah korkusundan önce cehape korkusunu empoze etmeye çalışan bir ruh hastalığı… 25 yıldır iktidar olan ancak insanların daha fazla dinden ve dindarlardan nefret etmesine sebep olan, sözde Erbakan Hocamızın yapamadıklarını başaramadıklarını başaracak olanlar...

Erbakan Hocamızı taviz vermemekle, siyaset bilmemek ile, stratejik davranmamak ile, acelecilik ile itham ettiler. Manaya değil maddeye odaklandılar. Asıl acele edenin kendileri olduğunu fark etmediler. Hakikati göremediler. Sefer sorumluluklarına değil de han üzerinde hak sahibi olduklarını düşündükleri için sonuca muhakkak zafere kitlendiler. Bu uğurda tavizler verdiler. Reislerinden mahalle teşkilatlarına kadar tavizler verdiler. Babalar gibi tavizler verdiler. Sonuç? Madden birçok şey başarıldı gibi görünse de manen ortada din diye bir şey kalmadı… Ayasofya açıldı. Namaz kılan kalmadı. Sözde başörtüsü zaferi kazanıldı. Tesettürlü kızımız kalmadı. İmam-hatipler, Kur’an kursları, ilahiyatlar çoğaltıldı. İlim müessesesi; hem İslami anlamda hem fenni anlamda yerle yeksan durumda… 25 yılın sonunda dindarlar toplumun en güvenilmez insanlarıdır algısının ortaya çıkmasına sebep oldular…

Dikkat!

İslam’ın sadece madde ile bağlantısının olmadığını kavrayamadılar. Allah’ı sadece görünenlerin Rabbi sandılar. Görünmeyeni görmek için çabalamadılar. Kendilerine olan güvenleri, onların gözlerini köreltti. Hakka teslimiyetin esas olduğunu idrak edemediler. Çoğunlukların idrak edemediği imtihanı onlar da idrak edemediler. Allah için ölmek marifetti. Yaşamak için… Çok daha rahat yaşamak için çalıştılar. Kaybettiler. Kaybettik. Kaybediyoruz… Neyse bu konu üzerine doktora tezleri yazılmalıdır. Ancak biz........

© Milli Gazete