Irkçılık Batırır, Kur’an’a Bağlılık Huzur ve Saadet Getirir (2)
Irkçılığın zararlarını, Kur’an’a bağlanmak suretiyle ırklar arasında muhabbet tesisinin müspet neticelerini anlatan Bediüzzaman, bu vatandaki unsurlardan biri olan Türklerin bin seneden beri İslamiyet’e kahramanca hizmet ettiğini hatırlatmakta ve Maide Suresi’nin 54. ayetini nazara vererek, alınması gereken dersleri sıralamaktadır.
Evvelâ Mâide Suresi’nin 54. ayetine mealen bakalım:
“Ey insanlar! Aranızda dininden kim dönerse, bilsin ki; Allah, sevdiği ve onların O’nu sevdiği, inananlara karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü, Allah yolunda cihat eden, kınayanın kınamasından korkmayan bir millet getirir. Bu, Allah’ın, dilediğine verdiği bol nimetidir. Allah her şeyi kaplar ve bilir.”
Bu mealdeki ayet-i kerimeyi nakleden Bediüzzaman Şöyle demekteydi:
“Câ-yi dikkat (dikkat çeken) bir hâl: ‘Türk milleti’ anasır-ı İslâmiye içinde en kesretli (çok) olduğu halde, dünyanın her tarafında olan Türkler ise Müslüman’dır. Sair unsurlar gibi, Müslim ve gayr-ı Müslim olarak iki kısma inkısam etmemiştir. Nerede Türk taifesi varsa, Müslüman’dır. Müslümanlıktan çıkan veya Müslüman olmayan Türkler, Macarlar gibi Türklükten dahi çıkmışlardır. Hâlbuki küçük unsurlarda dahi, hem Müslim ve hem de gayr-i Müslim var.
“Ey Türk kardeş! Bilhassa sen dikkat et! Senin milliyetin İslâmiyyet’le imtizaç etmiş (kaynaşmış, birleşmiş). Ondan kabil-i tefrik değil (ayrılması imkânsız). Tefrik etsen [ayırsan], mahvsın! Bütün senin mazideki mefahirin, İslâmiyet defterine geçmiş. Bu mefahir, zemin yüzünde........
© Milli Gazete
