menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Irkçılık Batırır, Kur’an’a Bağlılık Huzur ve Saadet Getirir (1)

17 16
13.06.2025

Son iki asırda İslam’ın düşmanları, maddi silahların yanı sıra “psikolojik harp silahlarını” da kullanarak İslam toplumunda büyük tahribatlar yaptı. Bu silahların en korkuncu “ırkçılık” silahı idi. Düşmanlar bu silahı ustalıkla kullanarak kardeşi kardeşe düşman yaptı. Evet, ırk bir vakıaydı. Cenab-ı Hak insanları farklı farklı ırklarda yaratmıştı. Bakınız niçin?.. Kur’an’ımız cevap veriyor. Hucurat Suresi’nin 13. ayet-i kerimesine mealen bakalım:

“Ey insanlar, hakikat, biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi, (sırf) birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cemiyetlere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah nezdinde en şerefliniz, takvaca en ileride olanınızdır. Hakikaten, Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.” (Hucurat Sûresi / 13)

Rabbimizin insanlara vermiş olduğu “yemek nimeti”ni düşünüz. Ne kadar çok çeşit var değil mi? Bu çeşitlilik bir “güzellik”tir. İşte ırklar da böyledir. O yemeklerin çeşitliliği gibi, cemiyet hayatına güzellik katar. Ancak, “Sadece benim ırkım! Ondan başkasını tanımam! Bizden üstünü yok!” dersen, bunun adı ırkçılık olur. Bir hadis-i şerifte, “El İslâmiyyetü cebbeti’l asabiyyete’l cahiliyete” buyrulmuştur. “İslâm, cahiliyetten kalma ırkçılık ve kabileciliği ortadan kaldırmıştır. Müslüman olduktan sonra, Habeşli bir köle ile Kureyşli bir efendi arasında hiçbir fark yoktur.” (Bu ibare, İslâmiyet öncesi cahiliyet âdetlerine dönmekten men........

© Milli Gazete