İnsanlığın uyanışı
İnsanlığı karamsarlığa iten kimi durumlar, yıkımlar, felâketler bir yılgınlık oluşturuyor doğal olarak. Dünya ve insanlık var oldukça bu böyle sürüp gidecek. Şeytanların ve onun uydularının olduğu bu dünyada kaçınılmaz bir durumdur.
Bir İslâm medeniyeti, inanış ve düşünüşü var. Hazreti Adem ile başlayan Peygamberimize kadar gelen, ondan sonra da o ruhu ve inancı taşıyanların olduğu bir ana izlek var. Buna inananlar için bir sorun yoktur.
İnsanlık var oldukça karanlık ve karmaşık dönemlerin yoğunluğu elbette ki bunaltıcı oluyor. Bundan kurtulmanın, çıkış yolu bulmanın tek yolu var insanın kendi kendisini kurtarma çabasıdır.
Tehlikelerin var olduğu, olmaya devam edeceği gerçeği hiçbir zaman göz ardı edilemez. Bu tehlikeler vardır ve kaçınılmazdır diye insanın tamamen umutsuzluğa kapılması asıl tehlike. Bir bakıma yenilgiyi kabulleniş olur. İnsanlığın asıl sorunu bu düşünüş tarzı olunca yıkım o zaman başlar.
Bir dönemi yaşıyoruz. Yepyeni bir çağın içindeyiz. Her zaman ve çağ yenidir. İnsanlık çağının gerçeklerini yaşar. Bir bakıma oluşturduklarının sonuçlarını da yaşar. Bundan böyle peygamberler gelmeyeceğinden peygamberlerin izinde yolculuğunu yenileyerek yol yürümesinden başka seçenekleri........
© Milli Gazete
