Hakikatin Aynasında
İnsanın en gerçekçi anı, sağlıklı bir ortam ve zamanda kendisiyle yüzleşmesidir. Geçmişi aynanın gerisinde kalan sırlarda saklıdır. Zamanlar ve dönemler birbirinden farklı. Yüz yıl öncesiyle şimdiki zaman arasında dağlar kadar fark var. Tarihin aydınlığı ile karanlığı karışık. Zamanı kayda geçirenlerin insaf ve merhameti, hakkaniyeti ile çıkarları arasında bir yerde duruyor. Geçmiş zamanlarda güçlüler hayatın hemen her alanına müdahil olduklarından tarihin kaydı da onlara göre şekilleniyordu.
Siyasal tarihimize baktığımızda en karanlık dönem İttihat ve Terakki ve onun ardılı dönemleridir. Bu dönemin gerek hatıratları gerek kimi edebi eserleri nesnellikten uzak bir kesimin ya da bir halkın gerçekleri geçmişiyle birlikte yok sayılıyor ve hatta baskıyla kendilerine muhalif olanlar susturuluyor, baskıyla, şiddetle sindiriliyorsa o dönemde yaşananlardan haber alınamıyordu. Bu belli dönemin muhaliflerinin hatıratları çok azdır, onlar da sonradan ortaya çıkmışlardır. Onlar dönemi aydınlatmada yeterli değildir.
Edebiyatta bile bugün için hiçbir değeri ve karşılığı ve iddiası olmayan nice eserler var. Tarihin karanlığının ürünü olan bu nesneler anılmaya bile değmiyor.
Her dönemde baskı sansür belli bir süre için etkili olur. Koşullar ve yeni gelişmelerle onlar etkisizleşir. Sultan Abdülhamit dönemi ve sonrası, günümüze kadar böylesine........
© Milli Gazete
