Yanarım yanarım da buna yanarım
- Şehirden köye sebze gönderdik!..
- Efenim, duyamadım bir şey mi söylediniz?
- İstanbul'dan köydeki yakınlarımıza sebze meyve yolladık!
- Yanlış duymadım değil mi? Köyden şehre değil, şehirden köye mi yolladınız?
- Aynen öyle beyefendi! Bir kez daha tekrar edeyim; şehirden köydeki akrabalarıma sebze meyve gönderdik!
***
Rüyamda görsem "olamaz" derim!
* Üzerine kitap yazılsa o kitabı alıp çöpe atmak isterim!
* Çok önemli bir üniversite kürsüsünde böyle bir fikir, düşünce, tez ileri sürülse o tezin kapağını açmam! Böyle bir teatiyi yok sayarım!
* Yakın bir arkadaşım, kankam böyle bir cümle kullansa anında yanından uzaklaşırım!
Bu kadar kesin bir tavır gösteririm yani!
***
Peki, beni bu kadar irrite eden gelişme nedir?
Beni bu kadar keskin bir viraja sokan ne olabilir?
Anlatayım;
Sosyal medyada şöyle bir cümleye rastladım;
* "O kadar mutluyum ki, İstanbul'daki bahçemde yetiştirdiğim salatalık, domates, biber, meyvelerden, doğuda köyde oturan kaynanama, kaynatama, akrabalarıma da gönderdim..."
Sevinsek mi, üzülsek mi?
Çok şaşırdım desem, şaşırmak bunun için hafif kalır sanki!
Eskiden köylerden şehirlere sebze, meyve, yemiş yollanırken iş tersine döndü.
Köyler artık boş...
* Yazdan yaza yazlıkçıların bir hava temiz almak, temiz su içmek için, sakin birkaç ay geçirmek amacıyla uğradıkları kimsesiz, sahipsiz mekânlar...
* Bir zamanlar okulu ile... Okul bahçesinde her sabah düzenlenen seremonisi ve o tüm şubelerin aynı sınıfta ders gördükleri mütevazi eğitim ortamları ile...
* Beş vakit ezan okunan, Cuma günleri bayram havasında geçen, bayram namazları bir başka coşku ile kutlanan camileri ile...
* Muhabbetin dibine vurulduğu, özellikle kış geceleri manilerin, türkülerin seslendirildiği, dertlerin mutlulukların paylaşıldığı köy odaları ile...
* Ekilen, biçilen, gelen geçenin 'uğurlar olsun' temennilerini ilettiği, 'bereketli olsun' dualarını ettiği tarlaları ile...
* Gürül gürül akan, bahçeleri, bostanları, tarlaları sulayan, hayvanlara sulak olan, kenarında ninniler dinleyerek çay kahve içilen çayları, dereleri ile...
* Dört mevsim şırıl şırıl ses çıkaran, her dem taze suların aktığı, sularının avuç içi ile........
© Milli Gazete
