Laiklik 2.0
Sadece Türkiye’de değil tüm dünyadaki Müslüman dünyasının içinde bulunduğu duruma hepimiz kafa yoruyoruz. Ancak bir türlü ne oldu bize? Veya ne oluyor bize sorusuna istediğimiz cevabı bulamıyoruz. Bu noktada bendeniz de laiklik kavramı üzerinden ifade edebileceğimiz bir tartışma yapmak istiyorum.
Türkiye’de laiklik kavramı öyle dejenere edilmiş öyle konseptinden kopmuş bir haldedir ki hem kendini laik olarak ifade edenler hem de etmeyenler kavramı istedikleri zaviyeye çekmeye çalışmışlardır. Hatta belli bir kesim bu kavramın üzerinden despotizim bile inşa etmeye çalışmış ve Jakobenci bir bakışla bu toplumun gerçeklerine ve köklerine saldırmışlardır. Sonuçta ise git gide marjinalleşmeye halktan kopmaya doğru gitmişlerdir.
Özellikle Türkiye’de (tabi ancak diğer ülkelerde de çok farklı bir durum olmadığı aşikâr) laiklik kavramının taşıdığı din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması manasının bireylerce içselleştirilerek sadece seküler kesimleri değil dindar kesimleri de esir aldığı aşikârdır. Bu bağlamda her zaman söylendiği gibi esasında “birey laik olmaz, devlet laik olur” gerçekliği maalesef farklı bir boyut kazanarak, bireylerin yeni bir laiklik ürettiğini görmek gerekiyor.
Devlet, dini kurumları kendi dışında bırakarak karar alırken dini saiklere göre değil kendi koyduğu “rasyonel” kurallara göre hareket etmek isterse bu devlet laik olur. Tamam, bunu Kemalizm adı altında din düşmanlığı yapanlar bizim beynimize........
© Milli Gazete
