menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Başörtüsü, öfkenin manifestosu olamaz

32 1
previous day

İnanç, siyasete da yaranmak için, öfkeye kapılıp terk etmek için de yaşanmaz.

Bazen bir cümle, bir tavır ya da bir eylem yalnızca kişisel bir tercih olarak kalmaz; toplumsal hafızada bir sembole dönüşür. Geçtiğimiz günlerde Berrin Sönmez’in, “Başörtümü Diyanet’in ve iktidarın ayaklarının altına attım” sözleri de böylesi sembolik bir çıkış olarak gündeme oturdu. Bir Cuma hutbesini gerekçe göstererek başörtüsünü çıkarması, halk arasında “pireye kızıp yorgan yakmak” tabirinin tam karşılığıydı.

Burada mesele, bir kadının başını örtüp örtmemesi değil. Asıl mesele, inancın ve kutsalların iktidara, muhalefete, sisteme veya şahıslara bağlı kılınarak yaşanması. İnanç, siyasi terazinin bir kefesine konulduğunda, Allah ile kul arasındaki o saf ve mahrem bağ zedelenir. Ne iktidara yaranmak için örtünmek doğrudur ne de öfkeyle başını açmak.

Bir öfke anı vardır ki, insanın ömründe köprüleri yıkar. Ama bazı köprüler yıkılınca geri dönüş olmaz; çünkü o köprü, kul ile Rabbi........

© Milat