Yahudilik-masonluk münasebeti…
“İnkılâblar için plebisit yapılamaz! Biz artık Garplıyız!”
“Uysal ve asyaî îtikadlara bağlı, sinsi ve sindirici hurâfeler, köstekleyici yanlış îtiyâdlarla inhisârcı kuvvetlerin têsîrlerine sürüklenebilecek yığınlarda iyi inkılâblar için plebisit yapılamaz!
“Esâsen, millet irâdesi ile milleti temsîl edenler, münevverler olacaktır. Bunlar, yaptığımız ve yapacağımız kanûnlarla İnkılâblarımızı kökleştirecek ve Muâsır Medeniyet seviyesine ulaştıracaklardır…
“Bugün iki kerre sekiz on altıdır. Bunu on kişi böyle dese ve yüz kişi de on diye ısrâr etse, yüz kişinin dediğini mi kabûl edeceğiz?
“Biz artık Garplıyız!
“Eski dünyâya hâkim Eski Medeniyetimizle sâdece övünerek değil, bütün zincirleri kırarak, son asır medeniyetinin gittiği yollardan yürüyerek, bu seviyenin de üstüne çıkmağa çalışacağız!
“Hurâfeleri atacağız! İlimde, irfânda, san'atte, her iyi şeyde, nûrlu insanlar, büyük, asîl ve uysal milletimizi, nûrlarıyle, bilgileriyle, azimli icrâ ve irâdeleriyle birlikte bu yola götüreceklerdir!
“Şüphesiz ve mutlak olarak hedefe ulaşacağız!” (Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'nin Siyasî Hayatında Batılılaşma Hareketleri, c. 2, İstanbul: Cumhuriyet Gazetesi Yl., 1999, s. 20'den naklen)
Mustafa Kemâl’in, 7-15 Nisan 1934 Ege Askerî Tatbîkâtı esnâsında etrâfındaki kumandanlara hitâben sarfettiği bu mahrem sözler, bilâhare 1.9.1945 - 19.7.1947 târihlerinde Harb Akademileri Kumandanlığını deruhde eden, ayrıca Biz Ne İdik? Ne Olduk? Ne Olacağız isimli bir kitab (1962) ile daha başka kitabların müellifi bulunan Korgeneral Bakî Vandemir (İstanbul, 24.3.1890 – a.y., 23.1.1963) tarafından zaptedilmiş ve yine kendisi tarafından, 31 Temmuz 1952 târihli Cumhuriyet gazetesinde (ss. 1, 5) “Atatürk'e Ait Yeni Bir Hatıra” başlığıyle neşredilmiştir. (“Mustafa Kemâl’in Hastalığı, Ölümü, Cenâzesi”, Yeni Söz, 6, 7.2.2019/140, 141)
Mustafa Kemâl’in “…Nûrlu insanlar, büyük, asîl ve uysal milletimizi, nûrlarıyle, bilgileriyle, azimli icrâ ve irâdeleriyle birlikte bu yola götüreceklerdir!” sözünde, “nûrlu insanlar”dan Masonları kasdettiği herhâlde anlaşılmıştır… Kezâ, “Milleti temsîl ettiklerini” iddiâ ettiği ve kendilerine “İnkılâbı kökleştirme” vazîfesi verdiği “münevverler”den de…
(Şapka sâyesinde) “artık medenî bir milletiz!”
“Büyük Şef”in Samsun’da îrâd ettiği nutuktan: “Sarık ve cübbe ile muvaffak olmanın imkânı yoktur! Artık medenî bir millet olduğumuzu cihâna isbât ettik!” (Cumhuriyet, 26.11.1925, s. 1; “Kemalizmin Târih Tezi ve Güneş-Dil Teorisi Hurâfeleri”, Yeni Söz, 11.2.2022/1)
“Ebedî Şef”: “Öylesine Avrupalılaşacağız ki Memleketimize gelen bir Avrupalı burada kendini memleketinde gibi hissedecekdir!”
1924’ten îtibâren Çankaya Köşkü’nün Mûtemedi, 1927’de Kalemimahsûs Müdürü, 1934’te Cumhûr Reîsliği Umûmî Kâtibi Hasan Rızâ Soyak’ın (Üsküb, 1888 – İstanbul, 26.10.1970, Edirnekapı Şehîdliği) naklettiğine göre, “Büyük Şef”, 1925 Eylûl sonunda Bursa’dan Balıkesir’e geçmiş, Belediye dâiresi önünde Belediye Reîsi Hayrettin Bey: “Ey Ulu Gazi, hoş geldin, sefâ geldin, yurdumuza saâdetler getirdin” diye başlıyan bir nutuk îrâd etmiş, onu tâkîben, Galip Bey isminde genç bir tabîb: “Kahraman Müceddîd!” hitâbıyle söze başlıyarak ve: “Başımızda taşıdığımız zevk ve güzellikle hiç alâkası olmıyan kırmızı Yunan serpuşu, sonra ona zehirli bir yılan gibi sarılan bir cehalet timsali, istihza remzi gibi sırıtan acayip sarık, bizi senelerce en hain ve tahammül edilemez istihzalara maruz bıraktı” şeklinde devâm ederek çok ateşli bir hitâbede bulunmuştur. “Medenî olmak” uğrunda yapılan inkılâbları senâ ettikten sonra şöyle diyordu:
“…Artık Türk toprağı, bir Avrupalıya, yabancı bir memleket, garîp bir diyâr hissini vermiyecek; o, tıpkı kendi memleketinde, kendi memleketinin insanları arasında dolaşıyormuş gibi olacak…”
Bu hitâbeden fevkalâde mütehassis olan “Ebedî Şef” de onun bu sözlerini tasdîk ederek şu mukâbelede bulunuyordu:
“Muhterem genç arkadaşımızın çok kıymetli ve esâslı fikirleri kavrıyan ve halkın millî duygu ve heyecânlarına açık sûrette tercüman olan hitâbesini baştan nihâyete kadar derin bir duygululuk içinde ve........
© Milat
visit website